| Yol kenarlarında satıyorlar. Yabanmersinli, böğürtlenli... | Open Subtitles | يبيعونها على الطرقات، التوت، التوت الأسود |
| Kimse onu istemiyor diye Yabanmersinli turtayı suçlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك لوم فطيرة التوت الآمر فقط أنة لا أحد أرادها |
| Kimse onu istemiyor diye Yabanmersinli turtayı suçlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك لوم فطيرة التوت الآمر فقط أنة لا أحد أرادها |
| Ama her zaman bütün bir Yabanmersinli turta dokunulmadan kalır. | Open Subtitles | ولكن هناك دائماً فطيرة توت تُركت دون أن تمس |
| Ama her zaman bütün bir Yabanmersinli turta dokunulmadan kalır. | Open Subtitles | ولكن هناك دائماً فطيرة توت تُركت دون أن تمس |
| Yabanmersinli kek ev yapımı. Evet. İyi olur. | Open Subtitles | كعك العنب الأزرق من صنع المنزل. أجل , يبدو جيّداً. |
| Yabanmersinli kek aldım ve hala sıcaklar. | Open Subtitles | ، لقد أحضرت كعك العنب البري وكلهم لازالوا دافئيين |
| Penceresinin kenarında bir sürü Yabanmersinli tart vardı. | Open Subtitles | ولا تزال مجموعة من مخبوزات التوت على حاجز النافذة |
| Bir sürü taze Yabanmersinli tartı pencerenin kenarına bırakarak kayboldu. | Open Subtitles | وتترك دفعة طازجة من مخبوزات التوت على حاجز النافذة |
| Oyun öncesi ritüelime başlamam gerek... Neden siz de benimle gelip, Yabanmersinli gözleme yemiyorsunuz? | Open Subtitles | حسناً, عليّأن أبدأاللّعبةالشعائرية,لذا، لمَ لا ترافقينى لتتناولي شطيرة التوت المُحلاّه ؟ |
| Kepekli kek bitmiş, o yüzden Yabanmersinli aldım. | Open Subtitles | نعم , جميع كعك بران قد نفذو لذا أحضرت لك كعك التوت |
| Kahvaltıya kal. Yabanmersinli krep yap, o zaman belki kalabilirim. | Open Subtitles | أحضر فطائر التوت المحلّاة خاصّتك وربّما يتسنّى لك إقناعي. |
| Şimdi izin verirseniz, Şeytan Yabanmersinli çöreklerini istiyor. | Open Subtitles | الآن إعذروني، الشيطـان يريد كعك التوت الخـاص به. |
| Burada bir kardeşinin Yabanmersinli martini alması için ne yapması gerek? | Open Subtitles | الذي مـازلنا نعاني من آثاره لحد اليوم؟ ما الذي يجب أن يفعله الواحد للحصول على شراب التوت البري هنا؟ |
| Yurtta kalanlardan biri fena halde Yabanmersinli krep aşeriyor da. | Open Subtitles | إحدى النزلاء تشتهي فطائر التوت المحلّاة. |
| Her öğün Yabanmersinli krep yiyebilirim. | Open Subtitles | بوسعي أن أكُل فطائر التوت الازرق بكل وجبةَّ |
| Mola odasındaki Yabanmersinli kekleri gördün mü? Kızların kek satışından aldım. | Open Subtitles | هل رأيت كعك التوت الذي في غرفة الاستراحة؟ |
| Kahve ve hayaletimize saygıyla, Yabanmersinli pastalar. | Open Subtitles | قهوة، وعلى شرف شبحنا فطائر توت لأني قمت بالقليل من البحث |
| Oda yaklaşık olarak 19 derece. Yabanmersinli bir kekin yarısını yedim biraz önce. | Open Subtitles | درجة الحرارة 19 سيليزية تقريباً، تناولت نصف كعكة توت صباحاً |
| Çilekli, Yabanmersinli. Bunun üçünü karıştırabiliriz. | Open Subtitles | فراوله ، توت نستطيع ان نخلطهم جميعًا |
| Yabanmersinli votka. | Open Subtitles | فودكا مستخلصة من العنب الأزرق |
| Karının lezzetli Yabanmersinli çöreklerine ne dersin? | Open Subtitles | دفعة من فطائر العناب اللذيذة من زوجتك... |