| Kalasın üstünde süründüğünüzdeki manzarayı yakışık almaz bir şekilde sayın müşterilerimize izletemeyiz. Müşteriler mi? | Open Subtitles | لا نستطيع أن نوجه زبائننا للمنظر الغير لائق زبائن " ؟ " |
| Doğruyu söylemem gerekirse efendim patronumun, neyin yakışık aldığını zerre umursadığını sanmıyorum. | Open Subtitles | -لأخبرك الحقيقة، سيدتي ، لا أؤمن بأن رئيسي سيتهم بما هو لائق على الإطلاق. |
| Karımın bir uşakla güreşmesine izin veremem. Bu yakışık almaz. | Open Subtitles | لا أريد زوجة تصارع خادماً هذا غير لائق |
| Haklı.Ayrıca bu yakışık almaz. O öldü ve gömüldü. | Open Subtitles | إنه مُحق ، و بجانب ذلك فسيدو الأمر غير لائق لأن (هاري) قد دُفن |
| Bu şekilde para için yalvarman hiç yakışık değil. | Open Subtitles | ليس من اللائق أن تطلب مني مالاً |
| Pek yakışık almadı. | Open Subtitles | كان هذا غير لائق |
| Bu... bu pek yakışık almadı. | Open Subtitles | كانهذا. كان هذا غير لائق |
| yakışık almaz, adetten değil. | Open Subtitles | هذا غير لائق,غير محترم |
| Biliyor musun Durant, savaş alanında ne olursa olsun kibirli bir galip hiç yakışık almaz. | Open Subtitles | أنت تعرف، (ديورانت). الفائز الفقير هو غير لائق. مهما كانت ساحة المعركة. |
| Bana neyin yakışık alacağını mı anlatmak istiyorsun? | Open Subtitles | هل حقا تريدين التحدث عن ماهو " لائق"؟ |
| Bu hiç yakışık alır-- | Open Subtitles | .... لا أعتقد أن هذا لائق |
| yakışık almaz. | Open Subtitles | هذا غير لائق |
| yakışık olmaz. | Open Subtitles | -غير لائق |
| Komutanıma Jim diye hitap etmek yakışık almaz. | Open Subtitles | لن يكون من اللائق مناداتك بـ (جيم)، وأنت في مسؤولية القيادة، أيها الأميرال. |
| Yaşlı bir kadının, yeni evli bir çiftle birlikte yaşaması yakışık almaz. | Open Subtitles | إنه ليس من اللائق لإمرأة عجوز |