| Sen de egzotik bir yerden gelen yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | و أنت رجل وسيم من الجزء الغريب من العالم |
| Çok yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | أنت رجل وسيم جدا |
| yakışıklı bir adamsın, ben şimdi arabada bekleyeceğim. | Open Subtitles | أنت رجل وسيم سأنتظر بالسيارة |
| Sen çok yakışıklı bir adamsın ve daha gidecek çok yolun var. | Open Subtitles | إنّك رجل جميل جداً ولديك الكثير لتقدّمه. |
| Hiç sana birisi söyledi mi gerçekten yakışıklı bir adamsın? | Open Subtitles | الم يخبرك احد انت حقاً رجل جميل |
| Luca, sen çok yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | لوكا انت رجل وسيم |
| Sen yakışıklı bir adamsın, Ted. | Open Subtitles | أنت رجل وسيم يا تيد |
| Yani bence yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | حسناً أعتقد أنك رجل وسيم |
| Sana dönmeyeceğim. Sen çok yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | لست مثارة انت رجل وسيم جدا |
| Cooper, sen yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | كوبر . انت رجل وسيم |
| Sen yakışıklı bir adamsın ve bu benim için korkutucu bir şey. | Open Subtitles | انت رجل وسيم ,وهذا قد يخيفني |
| Bence hâlâ vaktin var. yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | ما زال لديك وقت فأنت رجل وسيم |
| Danny, karın sana ihanet etmiş, ama sen yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | داني) لقد تمّت خيانتك) ولكنّك رجل وسيم |
| Roberval, bence yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | "روبيرفال"، أظن أنك رجل وسيم. |
| "Çok yakışıklı bir adamsın ama fazlasıyla eski kıyafetler giyiyorsun." | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting\fs35\pos(190,230)}أنت رجل وسيم جدًا {\fnArabic Typesetting\fs35\pos(190,230)}الذي يرتدي قميص قديم جدًا |
| Sen çok yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | "أنت رجل وسيم للغاية،" |
| Sen çok yakışıklı bir adamsın Leonard. | Open Subtitles | (أنت رجل وسيم جداً يا (لينورد |
| Kendine bir bak. Çok yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | انظر إلى نفسك انت رجل جميل المظهر |