| Her zamanki gibi çok yakışıklısın. | Open Subtitles | أوه ، قد أصبحت وسيماً أكثر من أي وقتٍ مضى |
| Hâlâ acayip yakışıklısın. Burada görevin ne? | Open Subtitles | لا تزال وسيماً كالسابق ما الذي يجعلونكَ تعمل عليه؟ |
| Uzunsun, evlisin yakışıklısın, aptal sayılmazsın, ve de mavi gözlüsün. | Open Subtitles | طويل، متزوج, وسيم ولست مغفلًا جدًّا, وتملك عينان زرقاوان. |
| Sen uzun, esmer ve yakışıklısın. Her kadının da istediği budur. | Open Subtitles | أنت طويل, أسمر, ووسيم هذا هو ما تريده أى امرأة |
| Çekingen olamayacak kadar yakışıklısın. | Open Subtitles | تبدو حسن المظهر ، فلا حاجة لأن تكون خجولا |
| Çok yakışıklısın. Ve bu kasabadaki hiçbir erkek benimle yürümez. | Open Subtitles | أنتَ وسيمٌ جدّاً و لا يقبل أيّ رجلٍ في هذه البلدة بالسير معي |
| Yakışıklı olduğu için ünlü olan adamdan daha yakışıklısın. | Open Subtitles | في الواقع أنت أكثر وسامة من الرجل الذي إشتهر لكونه وسيماً |
| Charlie, ne kadar da yakışıklısın! | Open Subtitles | شارلي.. إنك تبدو وسيما لم استطع التعرف عليك |
| İnanılmaz, yakışıklı olduğu için ünlü olan birinden daha yakışıklısın. | Open Subtitles | الأمر مدهش أنت أكثر وسامة من الرجل الذي إشتهر لكونه وسيماً |
| Yeni görünüşünü sevdim, yakıyor. Çok yakışıklısın yakışıklı. | Open Subtitles | . أحببت مظهرك الجديد . تبدو وسيماً جداً ، وسيم |
| Hiç değişmemişsin. Hâlâ genç ve yakışıklısın. Sen de öyle. | Open Subtitles | لقد مر وقت طويل مازلت شاباً وسيماً |
| Sahibin değilim. Zekisin, yakışıklısın. | Open Subtitles | أنا لا أملكك , أنت متألق حسن المظهر , وسيم |
| yakışıklısın, cesursun, kahramansın duygu ustasısın, değişkensin, kötülüğe eğilimli ve hadımsın. | Open Subtitles | أنت وسيم وشجاع و نبيل معاقَ عاطفياً، عصبي عرضة للشرِّ ولا تستطيع الجماع |
| Sen çok yakışıklısın ve bu hippi halin kesinlikle senin için hiç uygun değil. | Open Subtitles | أنت وسيم جدا، وذلك الهبي يعمل لا يعمل شيء على الإطلاق لك |
| Evet, bu adada cesur, gözüpek ve yakışıklısın. | Open Subtitles | نعم، أنت شجاع وجريء ووسيم بهذه الجزيرة ولك شأن |
| Öyle gizemli ve yakışıklısın ki içinde bir italyan ruhu olmalı, haksız mıyım? | Open Subtitles | ،أنت غامض ووسيم للغاية لابد وأنك تخفي شيئاً ، صح؟ |
| Evet. Ama sen yakışıklısın, ben çirkinim. | Open Subtitles | نعم ، ولكنك شاب ووسيم جداً وأنا أقل من ذلك |
| - Bir an fazla yakışıklısın diyeceksin sandım. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنكِ ستقولين وسيمٌ جدآ |
| Bu adil değil. Sen fark ediliyorsun ve yakışıklısın. | Open Subtitles | ليس من العدل انت تكبر لتصبح وسيما |
| Ne kadar da yakışıklısın. | Open Subtitles | انظر اليك .. ماهذه الوسامة يتوجب عليك ان تصبح نجماً يوماً ما |
| Hakaret gibi mi kaçar bilemiyorum ama bir kapıcı için fazla yakışıklısın. | Open Subtitles | أنا آسفة إن كان هذا مُهيناً لكنك أوسم من أن تكون بواباً |
| Barney, komiksin, yakışıklısın çok da zekisin. | Open Subtitles | بارني انت و سيم و مضحك و ذكي للغاية |
| Abimin hizmetçisi olmak için fazla yakışıklısın. | Open Subtitles | أنتَ مثيرٌ للغاية لتكون سافلة أخي |
| Bugün çok yakışıklısın patron. | Open Subtitles | تبدو أنيقاً اليوم يا رئيس. |
| Niye? yakışıklısın diye mi? | Open Subtitles | لماذا , لأن مظهرك جيد ؟ |