| Şu anda fosil yakıtlar kullanıyoruz çünkü onları bulmak kolay ve bunu yapabiliyoruz. | TED | حالياً نحن نحرق الوقود الأحفوري لأنه من السهل العثور عليه، ولأننا نستطيع ذلك. |
| yakıtlar kamyon depolarında donuyor ve tehlikeli bir yöntemle eritilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يتجمد الوقود في خزانات الشاحنات، ويتوجب إذابته بطريقةٍ مفزعة نوعاً ما |
| Ve ayrıca, bu küçük yaratık fosil yakıtlar yakan bir güç istasyonuna bağlı olan bir tele ihtiyaç duymuyor. | TED | والاكثر من هذا .. ان هذه الخنفسة لاتحتاج للكهرباء .. لكي تكتشف الحريق ... الكهرباء التي تستخدم الوقود العضوي |
| Fakat CO2 ve fosil yakıtlar problemlerinin çözümünde fark ettiğimiz gibi, kimsenin elinde sihirli değnek yok. | TED | ولكن كما وجدنا عند مجابهة مشاكل ثاني اكسيد الكربون وايضا الوقود العضوي لا يوجد هناك حل سحري |
| Hiper arabalar ya da alternatif yakıtlar tarafından kurtarılmayacağız. | TED | نحن لن تنقذه بالسيارة الهجينة ، ونحن لن تنقذه أنواع الوقود البديلة. |
| Fosil yakıtlar kullanmak dünyanın istikrarsız kısımlarında bizi çatışmalara sürüklüyor para ve can kaybına neden oluyor. | TED | يضعنا استخدام الوقود الأحفوري في صراع في مناطق غير مستقرة حول العالم، ويكلف المال والأرواح. |
| Anlaşılan o ki bu yakıtlar ve teknolojiler var ve bu da onun bir örneği. | TED | لذا اتضح أن هذه الأنواع من الوقود والتكنولوجيا موجودة، وإليكم مثال عن هذا. |
| Gazyağı ve kömür değer zincirleri, bunu çoktan çözmüşler: bu yakıtlar bütün ülke genelinde kolayca bulunur. | TED | أظهرت سلاسل القيمة في الكيروسين والفحم النباتي ما يلي: مصادر الوقود هذه واسعة الانتشار في أرجاء البلاد. |
| Bilirsiniz, ateş bizi insan, fosil yakıtlar ise bizi modern yaptı. | TED | كما ترون, الوقود جعلنا بشراً الوقود المتحجر جعلنا عصريين. |
| Bu yakıtlar sadece hidrojen ve karbondan oluşur. | TED | ويتكون هذا الوقود من هيدروجين وكربون فقط. |
| Sıvı yakıtlar, plastik ve hatta sentetik çakıl olabilir. | TED | قد يكون ذلك الوقود السائل أو البلاستيك، أو حتى الحصى الاصطناعي. |
| Buna karşın odun veya kâğıt gibi yakıtlar birkaç yüz derece yanarlar; bir plazma için düşünülen eşiğin çok altında. | TED | على العكس، يحترق الوقود مثل الخشب والورق عند حوالي المئات من الدرجات -أقل بكثير من عتبة ما تصبح بلازما عادةً. |
| İnsanları fosil yakıtlar olmadan bir toplum oluşturmanın mümkün olduğuna nasıl inandırırız? | TED | كيف نجعل الناس يقتنعون أنه من الممكن أن نبني مجتمعاً دون الوقود الأحفوري؟ |
| Fosil yakıtlar, bir gün yerini yenilenebilir enerjiye bırakacak. | TED | يوم ما سيقود الوقود الأحفوري للطاقة المتجددة. |
| Kömür ve gaz gibi fosil yakıtlar kullanarak atmosferin bileşimini değiştirdik. | Open Subtitles | بحرق الوقود الحفري كالفحم والغاز، غيّرنا صميم مكوّن الغلاف الجوي، |
| fosil yakıtlar ıve petrolü başka büyüyen populasyonlar (toplumlara) kullanımına sunabilirz büyümekte olan yoksul dünyalarla birleşebilir. | Open Subtitles | ويمكننا أن نستبدل الوقود الأحفوري والنفط وإطعام الأعداد المتزايدة من السكان وتلبية احتياجات العالم المتنامية |
| Fosil yakıtlar, petrol, nükleer güç... | Open Subtitles | ..الوقود المستخرج والنفط والطاقة النووية |
| 20. yüzyıla kadar fosil yakıtlar ve içten yanmalı motorlar her şeyi güçlendiriyorlar. | Open Subtitles | في القرن العشرين، الوقود الحفري ومحرك الاحتراق الداخلي |
| Zengin Arap ülkeleri, kişi başına herhangi bir yerden daha fazla enerji kullanıyor ve neredeyse hepsi fosil yakıtlar yakılarak elde ediliyor. | Open Subtitles | أغنى الدول العربية يرتفع فيها معدل الطاقة لكل فرد ،من أي مكان آخر وواقعياً أغلبه يأتي من حرق الوقود الحجري |
| Evet biliyorum dünyamız fosil yakıtlar üzerine kurulu ama toplumumuzu daha sürdürülebilir ve güvenli bir gelecek yaratmak için güneşten yenilenebilir enerji alması konusunda düzenleyebiliriz | TED | نعم، نعم، أعلم، بأن عالمنا مبني على الوقود الأحفوري، لكن يمكننا تعديل مجتمعنا ليعمل بالطاقة المتجددة من الشمس لخلق مستقبل أكثر استدامةً وأمانًا. |