| Seni geçenlerde güneş batarken yakalamıştım. | Open Subtitles | ، لو أمسكتُ بك في ذلك اليوم لأنهيتُ حياتك |
| Bir zamanlar genç bir hırsız yakalamıştım. Değişeceğini düşünüyordum ve evine gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | أمسكتُ لصّاً شاباً ذات مرّة، حسبته سيتغيّر و تركته يعود إلى بيته. |
| Onları yakalamıştım. Hepsini bulmuştum. Bölüm durumu anladı. | Open Subtitles | كانوا بحوزتي، كانوا بحوزتي جميعاً "الشعبة"، اكتشفت الأمر |
| O zamanlar yaptığım en derin dalışların birinden yeni dönmüştüm; 60 metreden biraz daha derine. Ve bu küçük balığı yakalamıştım; | TED | كنت قد عدت من أعمق غوص تم في ذلك الوقت، مايزيد قليلاً عن 200 متر. وقد اصطدت هذه السمكة الصغيرة، |
| Şu durduğumuz yerden bir metre ötede o borudan içerken yakalamıştım onu. | Open Subtitles | قبضت عليه وهو يدخن منها وعلى بعد 3 اقدام من موضعنا هاذا |
| - Standartlarımızı düşürmemizi istiyorlar. Seni bir keresinde aseton içerken yakalamıştım. | Open Subtitles | لقد امسكت بك مره وانت تشرب مزيل طلاء الاظافر |
| Sekiz ay önce 95. karayolunda çalıştığın için seni yakalamıştım. | Open Subtitles | لقد ألقيت القبض عليك منذ ثمانية أشهر لتسكعك في شارع 95 |
| O zamanlar Hindistan'da, harika bir fırsat yakalamıştım. İndus yazısını bilgisayarla analiz etmeye çalışan, Hint bilim insanlarıyla tanışma fırsatıydı bu. | TED | ذلك عندما كنت في الهند ، أتيحت لي فرصة رائعة للقاء بعض العلماء الهنود الذين كانوا بستخدمون النماذج الحاسوبية لمحاولة تحليل النص الاندوسي. |
| Onu, yemek takımlarıyla tüyerken yakalamıştım. | Open Subtitles | أنت تعلم، أمسكتُ بها مرة تلهو بأدوات المائدة |
| Önlem alıyorum. Onu, yemek takımlarıyla tüyerken yakalamıştım. | Open Subtitles | آخُذُ احتياطاتي، فقد أمسكتُ بها مغادرة بأحد أوانِيَّ الفضّيّة |
| Bir keresinde ciddi ciddi elinde makasla koşu bandında yakalamıştım. | Open Subtitles | لقد أمسكتُ به على جهاز المشي حاملاً للمقصات |
| Garsonu yakalamıştım, sonra tekrar kaybettim. | Open Subtitles | كان بحوزتي النادل، لكنّي فقدتُه. |
| Nikita, onu yakalamıştım. Güvenliği geçmiştim. | Open Subtitles | (نيكيتا)، لقد كان بحوزتي لقد عبرتُ الأمن |
| Adamı yakalamıştım ama serbest bıraktım. | Open Subtitles | كان بحوزتي لكنّي أطلقت سراحه. |
| Huntington Nehri'nde balığa gitmiştik hani Sam teknedeyken, balığı yakalamıştım kancayı ağzından çıkarmamla... | Open Subtitles | أتذكرين ذلك اليوم في بحيرة هنتنقتون عندما كان سام في القارب، و أنا اصطدت السمكة و لكن سرعان ماسحبت الخف من فمها |
| Koca bir balina yakalamıştım ama New York işi elimden aldı. | Open Subtitles | أعني، اصطدت ذاك الحوت ونيويورك سلبته مني. |
| Ben bir keresinde bu büyüklükte bir balık yakalamıştım. | Open Subtitles | لقد اصطدت في أحد المرات سمكة بهذا الحجم |
| Birkaç yıl önce Kanada sınırında, nesli tükenmekte olan vaşak türünü avlarken yakalamıştım. | Open Subtitles | قبضت عليه يصيد بدون إذن بعض القطط البريّة المهددة بالإنقراض منذ عدّة سنوات مضت على مقربة من الحدود الكنديّة |
| Seni, en çok istediğin şeyi keşfettiğimde, yakalamıştım. | Open Subtitles | لقد قبضت عليكَ حينما عرفت أكثر ما ترغب به |
| Ve en onu bombayı bıraktıktan sonra yakalamıştım. | Open Subtitles | امسكت به عندما حاول سرقة الخزنه |
| Seni ofisimde beyin yerken yakalamıştım. | Open Subtitles | امسكت بك وانت تتناولين الأدمغة في مكتبي |
| 8 ay önce 95'inci karayolunda çalıştığın için yakalamıştım. | Open Subtitles | لقد ألقيت القبض عليك منذ ثمانية أشهر لتسكعك في شارع 95 |
| Geçen sene ziyaret etme fırsatı yakalamıştım. | Open Subtitles | أتيحت لي الفرصة زيارتها العام الماضي |
| Onları süt ve hindi yumurtası çalarken yakalamıştım. | Open Subtitles | أمسكت بهم يسرقون الحليب والبيض |