| Ne söylesem yüzünü buruşturuyor, yanına yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | إنني لا أستطيع الإقتراب منه أعتقد أن حقيقة أنك غير مستقر في عمل |
| Pete'e yaklaşamıyorum. Belki de sen konuşursun sandım. | Open Subtitles | لا أستطيع الإقتراب من بيت حتى 50 قدم أظن أنه يمكنك التكلم معه |
| Çok gıcık ve hapşırmadan 3 metre yanına yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | إنه مزعج ولا يمكنني الإقتراب منه لعشر أقدام بدون الشعور بالغثيان |
| İçeri giremiyorum. Vuracak kadar yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الاقتراب لا أستطيع الأقتراب بما فيه الكفاية حتى أضربها |
| Ama burun akıntısı iğrenç, onun yanına yaklaşamıyorum bile. | Open Subtitles | لكنأنفيمقرفةجداً, لا أستطيع الاقتراب منها |
| Evet, o cadı sağ olsun Moka-san'ın yanına yaklaşamıyorum ve bu haldeyim. | Open Subtitles | نعم , وبسبب هذا , لا استطيع الاقتراب من موكا او حتى الحديث معها |
| Benimle konuşmuyorsun, yüzüme bakmıyorsun. Yanına yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | لا تريدين الكلام معي، ولا النظر إلي ولا أستطيع الإقتراب منك. |
| Sana yaklaşamıyorum, şimdi de senden kurtulamıyorum. | Open Subtitles | ، لا أستطيع الإقتراب منك والآن لا أستطيع التخلص منك أى كان |
| Daha fazla yaklaşamıyorum, Skyguy. | Open Subtitles | لا أستطيع الإقتراب أكثر يا معلمي |
| Yanına yaklaşamıyorum. Bu Proje L... | Open Subtitles | لا أستطيع الإقتراب من هذا المشروع "لام". |
| Ona yaklaşamıyorum! | Open Subtitles | لا أستطيع الإقتراب منه |
| - Finch, neler söylediğini duyabilecek kadar yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | (فينش)، لا أستطيع الإقتراب كفاية لسماع جانبه من المُحادثة. |
| Sen yaklaşabiliyorsun ona, ben yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | يمكنك الإقتراب منها وأنا لا |
| Yeterince yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الاقتراب كفاية ماذا علي أن أفعل؟ |
| B.C. frekansı için o kadar yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الاقتراب هكذا من ذبذبات البثّ |
| Kadına 200 metreden fazla yaklaşamıyorum bile... | Open Subtitles | ترين انه لايمكنني الاقتراب منها |
| Daha fazla yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | لاأستطيع الاقتراب أكثر |
| Yeterince yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | لا يُمكنني الاقتراب مِنه |
| Çok hareketli. Yanına yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الاقتراب منها |
| Slade'e tedaviyi saplayacak kadar yaklaşamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الاقتراب كفاية من (سلايد) لضربه بالترياق. |