|      Acı çeken insanlara bu kadar yaklaştığımızda, bu, araştırmacılar için de acı yaratır.       | TED |       عندما نقترب كثيرًا من الأشخاص المتألمين، يخلق الألم للمحققين أيضًا.       | 
|      yaklaştığımızda, sığınağın içine çıkan bir şehir tüneline gireceğiz.      | Open Subtitles |       حالما نقترب كفاية , سنستخدم شبكة أنفاق المدينة حتى نصل بالقرب من القبو      | 
|      Bir nehri geçen sandaldaydım karşı kıyıya yaklaştığımızda kıyıda bekleyen insanlar gördüm.      | Open Subtitles |       لقد كنت على عَبَارَة , أعبُر النهر وكأننا نقترب من الجانب الأخر رأيت كل هؤلاء الناس يقفون على الضفة      | 
|      Kara deliğin uç noktasına yaklaştığımızda şiddetli zaman genişlemesine maruz kaldık.      | Open Subtitles |       ربما أختبرنا تأخيرات صعبة بالوقت حينما اقتربنا من الثقب الأسود      | 
|      Böylece, eve yaklaştığımızda tam park etmek üzereyken Andrew bana      | Open Subtitles |       لذا عندما اقتربنا من المنزل كنا على وشك أن نتوقف وعندها      | 
|      Geçmişte, olay ortaya çıkıp ona çok yaklaştığımızda toparlanıp taşınmıştı.      | Open Subtitles |       الان,بالماضي جمع اغراضه و رحل عندما انتشرت القصة و أصبحنا قريبين منه      | 
|      Duruşmaya yaklaştığımızda kimliğini açıklayacağız.      | Open Subtitles |       سنكشف عن هويته مع اقترابنا من المحاكمة.      | 
|      Halley Kuyruklı yıldızına 9.000 mil yaklaştığımızda yıldızın merkezinde bir nesne tespit ettik.      | Open Subtitles |       إقتربنَا ضمن 9,000 ميلِ مذنبِ هالي... عندما إكتشفنَا جسماً في غيبةِ المذنبَ.      | 
|      Yıldıza yaklaştığımızda da bu konsolları kullanacak kadar enerjimiz kalacağından emin oluyorum.      | Open Subtitles |       انا اتاكد انه لدينا ما يكفي من الطاقة لنضمن التحكم بهذه المفاتيح عندما نقترب من النجم.      | 
|      Bizi izliyor. Onlara yaklaştığımızda patlatıyor.      | Open Subtitles |       إنه يراقبنا عندما نقترب منهم يقوم بتفجيرهم      | 
|      Bak, anomaliye yaklaştığımızda burada bir işaretçi çıkacak.      | Open Subtitles |       ،انظر، حين نقترب من الهالة سيظهر مؤشر هنا      | 
|      Tek başımıza sinyalin bir kısmını alıyoruz ama birbirimize yaklaştığımızda geri bildirim oluyor.      | Open Subtitles |       بمقدرتنا استقبال بعض إشارات البث بمفردنا ...لكن عندما نقترب من بعضنا تغذية رجعيّة      | 
|      Varış yerimize yaklaştığımızda kozanın içerisinden otomatik iniş protokolünü duyabilirim.      | Open Subtitles |       سأكون قادرةً على سماع بروتوكول الهبوط الآلي من داخل الشرنقة حينما نقترب من وجهتنا      | 
|      yaklaştığımızda seni ararım. Kate Teyzene hoşçakal de.      | Open Subtitles |       سأتصل بك عندما نقترب ودّعي خالتك "كايت"      | 
|      yaklaştığımızda ararım. Kate Teyze'ye hoşça kal de.      | Open Subtitles |       سأتصل بك عندما نقترب ودّعي خالتك "كايت"      | 
|      Görüntüyü tam da hedefe yaklaştığımızda kaybettik.      | Open Subtitles |       من الغريب أن نفقد البث بنفس الوقت الذي اقتربنا فيه من القبض على الهدف      | 
|      Bu şeye çok yaklaştığımızda rahatsızlandığımızı unuttun mu?      | Open Subtitles |       هل نسيت اذا اقتربنا من هذا الشىء هيصيبنا المرض ؟      | 
|      Alçak banttan Houston ile haberleşebilmemiz gerekir ama bunu ancak dünyaya yaklaştığımızda yapabiliriz.      | Open Subtitles |       "يمكننا التواصل مع "هيوستن على التردد المنخفض إذا اقتربنا      | 
|      Ona yaklaştığımızda, ormana kaçtı.      | Open Subtitles |       عندما اقتربنا منه فر هارباً فى الغابة      | 
|      Eğer her yaklaştığımızda onu kitaba alsaydık her gün aynı şeyi yazıyor olurduk.      | Open Subtitles |       اذا توجب علينا ان نذكره في الكتاب كل مرة اصحبنا فيها قريبين منه كان المفروض ان نكتب نفس القصة كل يوم      | 
|      Duruşmaya yaklaştığımızda kimliğini açıklayacağız.      | Open Subtitles |       سنكشف عن هويته مع اقترابنا من المحاكمة.      |