| Serumun içine potasyum-seçici yalıtkan koyar nabız müddetlerini 30 milisaniyeye kısıtlarsanız olmaz. | Open Subtitles | ليس إذا أدخلت عازل بوتاسيوم انتقائي في المصل وحددت فترات النبض إلى حوالي 30 مللي ثانية | 
| İlk modeli yaptığımda bir iyonlaşma odası düşünmüştüm ama havanın yeterli bir yalıtkan olacağına ikna olmamıştım. | Open Subtitles | عندما بنيت النموذج الاول وضعت في الحسبان غرفة التأين لكن لم أقتنع.. أن الهواء سيكون عازل كافي | 
| Yani yalıtkan maddeler. Lastik ya da cam gibi. | Open Subtitles | أي عازل جيد مثل مطاط، مثل الزجاج. | 
| Ve sonra boynuzun içindeki beyaz yalıtkan maddeyi temizledik. | Open Subtitles | وبعد ذالك نظفنا كل المادة البيضاء العازلة من داخل القرن | 
| Durumların devasa üst üste binişi elektronların malzeme içindeki hareket biçimini yönlendirerek; iletken mi yalıtkan mı yoksa yarı iletken mi olacağını belirler. | TED | ويحدد التراكب الهائل للحالات طريقة تحرك الإلكترونات خلال المادة، سواء أكانت مادة موصلة أم عازلة أم شبه موصلة. | 
| Lastikler yalıtkan, ama metaller iletkendir. | Open Subtitles | المطاط عازل لكن المعدن ناقل | 
| yalıtkan giysiler onları buzun altında sadece 60 dakika hayatta tutacak. | Open Subtitles | ستبقيهم البزّات العازلة أحياءً تحت الجليد لستين دقيقة فحسب | 
| yalıtkan giysiler onları buzun altında sadece 60 dakika hayatta tutacak. | Open Subtitles | ستبقيهم البزّات العازلة أحياءً تحت الجليد لستين دقيقة فحسب | 
| Elektriğin zeminden çıkıp gitmesine mani olmak için bu yalıtkan cam ayaklar üzerinde durmak zorundayım. | Open Subtitles | ولكن ينبغي علي أن أقف على هذه القوائم الزجاجية العازلة لمنع الكهرباء من الانتقال إلى الأرض | 
| Miyelin yalıtkan bir maddedir ve elektrik sinyallerinin sinir lifine doğru daha hızlı hareket etmesini sağlar. | TED | حيث أن الميالين مادة عازلة تسرّع الإشارات الكهربائية المندفعة عبر ألياف الخلايا العصبية. | 
| - Beyaz yalıtkan malzeme. - Pardon? | Open Subtitles | مادة بيضاء عازلة عفوا ؟ | 
| - Beyaz yalıtkan malzeme? | Open Subtitles | مادة بيضاء عازلة ؟ |