| İyi ki sen de bu yapış yapış duvarı buldun. | Open Subtitles | الحمد لله أنت وجدت هذا الجدار لزجة في ظروف غامضة. |
| Farkı, yabancılarla birlikte seyretmek ve yerin yapış yapış olmasıymış. | Open Subtitles | لقد سمعت بأنها مثل مشاهدة فيديو لكن مع مجموعة من الغرباء وأرضية لزجة |
| Kendimi öyle güzel hissederdim ki. Ama şimdi yapış yapış hissediyorum. | Open Subtitles | كنت أبدو جيدا بالماكياج، ولكن الآن وجهي لزج. |
| Hayır, trenle yapış yapış gelen bir şeyim var. | Open Subtitles | لا، أنا حصلت على شيء لزج القادمة على متن القطار. |
| Orta kısmı geniş, üs tarafa doğru seyreliyor ve dokununca ellerin yapış yapış oluyor. | Open Subtitles | إنها ممتلئة في الوسط، ونحيفةمنالأعلى.. ويداك تصبح دبقة حين تلمسيها |
| Tanrım, dokununca bile ürperiyor insan. yapış yapış amına koyayım. | Open Subtitles | بحق المسيح, يبدو كأحمق دبق لعين |
| Benden önce oturan çocuğun dökülen sodası yüzünden masam yapış yapış. | Open Subtitles | طاولتي ملتصقة بالصودا من الفتى الذي حصل عليها قبلي |
| CA: Toprak ve kandan yapış yapış bir karışım olurdu. | TED | كريس: التربة والدماء تصنع شيئاً من الفوضى اللزجة |
| Sadece kırıkları toplamalı ve meyve suyu yapış yapış olmadan hortumla su püskürtmelisin. | Open Subtitles | يمكنك ان تلتقط تلك القطعة ورش العصير بالخرطوم قبل ان يُصبح لزجاً. |
| Üstüne reçel dökmüştü ve yapış yapış olması onu çok korkuttu. | Open Subtitles | لقد سكبت المربى على نفسها وخافت من أن تصبح لزجة |
| Babamın beni ağzımdan öpmesini ve yapış yapış etmesini istemiyordum. | Open Subtitles | أنا لا أريد لتقبيل الأب لي على فمي وجعل لي لزجة. |
| Lastikleri o sıcaklığa getirdiğinizde, zamk gibi yapış yapış olurlar. | Open Subtitles | عند ذلك تحصل على ثباث كبير تصبح لزجة تقريبا مثل الغراء |
| - Saatlerce yapış yapış olmuştun. | Open Subtitles | عندما كنت أحاول أن أخلعها نعم، لقد كنتي لزجة لساعات |
| Bu sabah masama meşrubat döktüm yapış yapış oldu. | Open Subtitles | سكبت الصودا على مكتبي هذا الصباح وهو لزج بالكامل |
| Milkshake'ten pek emin değilim ama birisinin bizi yapış yapış şeylerle beslediğine eminim. | Open Subtitles | انا غير متأكد من مخفوق الحليب لكن البعض متأكد من انه لزج |
| Boyanın yapış yapış olması için ne kadar zaman geçmesi gerektiğini görmek için. | Open Subtitles | لأرى كم من الوقت يلزم للطلاء ليُصبح لزج. بالضبط. |
| Eşek şakalarının yeri yapış yapış etmekten daha fazlasını yapmasını bekliyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أن مزحاته كانت أكثر من جعل الأرضية دبقة |
| Yaşasın! Arılarla dolu yapış yapış masalar! | Open Subtitles | يا للروعة، طاولات دبقة مليئة بالنحل |
| Haklı olabilirsin. Bu hala yapış yapış. | Open Subtitles | قد تكوني على حق هذا مازال دبق |
| Herkes fındık ezmeli ve jöleli sandviç yapabilir, ama genelde jöle bir taraftan taşar, ve adamın eli tamamen yapış yapış olur. | Open Subtitles | الجميع يعد زبدة الفستق، وشطائر الهلام لكنعادةًيتساقطالهلاممنالجانب... وتصبح يد الآكل ملتصقة |
| yapış yapış.sana yardım edeceğim... | Open Subtitles | أنه لاصق, دعني اساعدك |
| Ellerinizin yapış yapış olmasına şaşmamalı. Birbirinizi öyle güzel pompalıyorsunuz ki. | Open Subtitles | لا عجب بأن يداكم لزجه بالنظر إلى طريقة رعشتها |
| Bir sürü, bir sürü küp dolusu yapış yapış şey | Open Subtitles | بالعديد والعديد من جرات وجرات هذا الشيء اللزج اللذيذ |
| Jölenin içinde sağa sola zıplayan yumuşacık, tatlı yapış yapış köpek yavrularını düşünüyorum. | Open Subtitles | لديّ تلك الصورة في رأسي عن جراء تقفز حول الجلي وكلها طرية ولطيفة ولزجة |
| Lanet olsun şu saçlarımdaki yapış yapış şeye ... | Open Subtitles | عندي هذا الشيء الذي يلتصق بالراس |