| Önümüzdeki birkaç gün yapılacak çok işim var ve arama emri varken yapamam. | Open Subtitles | إنّ لديّ الكثير لفعله بالأيام العديدة القادمة، ولا يمكنني فعلها وهنالكَ بلاغٌ علي. |
| yapılacak bir şey yok, benim plütokrat arkadaşlarım böyle söyleyebilir. | TED | ليس هناك شيء لفعله ربما يقول أصدقائي البلتوقراطيون |
| Bu daha yapılacak çok fazla şeyin kaldığı bir şeydi. | TED | كان هذا شيئاً حيث ما زال هناك الكثير للقيام به. |
| Uçak gemisine yapılacak saldırıyı korumak için kaç avcı uçağı hazır? | Open Subtitles | كم من مقاتلينا جاهزون للقيام بتنفيذ هجمتنا على الحامله الامريكيه ؟ |
| Bir suçlu için, dünyada yapılacak en zor şey nedir? | Open Subtitles | ما هو أصعب شيء نفعله في حرب الدلائل؟ لا شيء |
| yapılacak bir şey kalmadı. Celladı hazırlayın! | Open Subtitles | .. لم يبقى لنا شيء لنفعله جهز الجلاد للإعدام |
| Söyleyecek bir şey olmayabilir.. ...ama kesinlikle yapılacak çok şey var. | Open Subtitles | قد لا يكون هناك المزيد لتقوله لكنْ بالتأكيد هناك المزيد لتفعله |
| Şimdi yapılacak en iyi şey gidip bu konuda düşünmen olur. | Open Subtitles | ما نحن في حاجة لفعله الآن هو... أن تذهبي وتفكري جيدا |
| İşte bu olduğunda beklemekten başka yapılacak bir şey yoktur. | Open Subtitles | .و عندمايحدثهذا . لا يبقى شئ لفعله غير الانتظار |
| Herkesi çok özledim, fakat evde yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | اشتاق للجميع , لكن يوجد المزيد لفعله في البيت |
| Tamam. Sen bir yürüyüşe çık, böcek adam. Orada yapılacak şeyler var. | Open Subtitles | حسنُ ، أتركنا قليلًا يا فتى الحشرات إذهب للقيام ببعض أمورك هناك |
| Hafta sonları, avlanmak dışında yapılacak pek bir şey yoktu. | Open Subtitles | ليس هناك أيُّ شيء للقيام به في العطل عدا الصيد |
| yapılacak en doğal şey bilincin kendisini doğayı oluşturan temel bir yapı taşı olarak ele almak olacaktır. | TED | الشيء الطبيعي للقيام به هو افتراض الوعي ذاته كشيء أساسي، لبنة أساسية للطبيعة. |
| yapılacak en iyi şey, Doakes'un son günlerini araştırmak olur. | Open Subtitles | إذاً فأفضل شيء نفعله هو التحقق من أيام دوكس الأخيرة |
| Hayvan Kontrolü'nü aradım. Ona yapılacak en nazik şey öldürmek, dediler. | Open Subtitles | أتصلت مع مسئولي الحيوانات وقالوا أن ألطف شيء نفعله هو قتلهم |
| -Bayan Williams, burada yapılacak birşey kalmadı. | Open Subtitles | مس ويليامز لا يوجد شيء لنفعله هنا دعيني أخذك للمنزل |
| Bir şey varsa yapılacak senin rahatlaman benim kurtulmam için söyle. | Open Subtitles | اذ كان هنالك خير لنفعله فيه راحة لك وثواب لي |
| Charlie, aslında yapılacak doğru şeyin ne olduğunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | تشارلي , انك تعلم في قلبك عن الشيء الصحيح لتفعله |
| yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | هو يُحْصَلُ على الكثير مِنْ العملِ ليَعمَلُ. |
| Rahat bir yere otur istersen. Bu anlaşma yarın yapılacak. | Open Subtitles | لعلّكَ عليكَ أن ترتاح هذه الصفقة ستتم غداً، إنّها ستحدث |
| Daha yapılacak bir sürü iş var. Bir dakika bekleyin. Tamam, tamam. | Open Subtitles | سأريهم,العبث في مثل هذا الوقت من الليل لدي الكثير لأفعله |
| Yasaların öngördüğü üzere seçimler önümüzdeki yıl yapılacak ve şirketimiz doğrudan doğruya bir tavır almak arzusundadır. | Open Subtitles | الانتخابات التشريعية ستعقد العام المقبل و تريد مؤسستنا أن تبدأ بالتحرك حالا |
| Ve Kuzey İrlanda'ya değişim getiren dalganın parçası oluyorlar ve hala bununla ilgili çabalarını sürdürüyorlar çünkü daha yapılacak çok şey var. | TED | وكانوا بالفعل جزء من ما أحدث سلام إلى شمال إيرلندا ، ومازالوا يعملون على ذلك ، لأنه مازال هناك الكثير لعمله . |
| Bu akşam üstü beni idare et, yapılacak bazı işlerim var. | Open Subtitles | عوّضمكانيبعدظهر اليوم، عندي عمل عليّ إنجازه |
| İki ayrı iğne yapılacak. Biri kas dokusuna, biri de kemiklerdeki ilik merkezlerine. | Open Subtitles | سوف يتم حقنك مرتين واحد في اعماق العضلات والأخرى في مركز النخاع الشوكي |
| yapılacak çok şey var, Larita. Biniyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هناك الكثير لتفعليه يا لاريتا أتستطيعين الركوب؟ |
| Eğer bizi öldürecekseniz, bunu bilmemiz lazım. yapılacak en onurlu şey bu. | Open Subtitles | إن كنتم ستقتلونا فعليكم أن تعلمونا بذلك فهذا هو الفعل النبيل |
| Parti sizin rızanız olsa da, olmasa da yapılacak. | Open Subtitles | تلك الحفلة ستقام,مدام فيليبس, بموافقتك أو بدونها0 |