| Bu evin ipoteği varken senin için hiçbir şey yapamayacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أنني لا أستطيع فعل شيء لك ليس بهذا الرهن العقاري | 
| - Bunu yapamayacağımı biliyorsun. - Siz teslim oldunuz. | Open Subtitles | تعرف بأنّني لا أستطيع عمل ذلك لقد إستسلمت | 
| - yapamayacağımı düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعتقد لا يمكنني القيام بهذا , اليس كذلك؟ | 
| İlk başta, yapamayacağımı hissettim. | Open Subtitles | في البداية, اعتقدت بأنه لا يمكنني فعل ذلك | 
| Ne yapıp yapamayacağımı söylemen... kendimi daha iyi hissetmemi sağlamıyor. | Open Subtitles | تخبرينني بما أنا يمكنني ولا أستطيع فعله لن أحسّن مزاجي الآن | 
| ve etrafıma baktım ve yapamayacağımı biliyordum. Hazır olmadığımı biliyordum. | TED | ونظرت حولي وأدركت أني لن أستطيع أن أفعل هذا كنت أعلم أني لم أكن جاهزة. | 
| Biri bana bir şeyi yapamayacağımı söylerse onlara aksini kanıtlarım. | Open Subtitles | حسنٌ، أيّان يخبرني أحد أنّي أعجز عن فعل شيء، أثبت خطأه. | 
| Çünkü Kıs Lisesi artık bunu yapamayacağımı söylemişti. | Open Subtitles | أخبرتني مدرسة الفتيات بأنني ما عدت أستطيع فعل ذلك | 
| Anne, baba, yapamayacağımı düşündüğünüz şeyler neler? | Open Subtitles | أمي، أبي، ما بعض الأمور التي تظنون أني لا أستطيع القيام بها؟ | 
| Bunu listeme yapamayacağımı fark ettim. | Open Subtitles | لقد أدركت بأنني لا أستطيع فعلها في قائمتي | 
| Bu yüzden bana bir şeyi yapamayacağımı söylediğinde rahatsız oldum. | Open Subtitles | لذا عندما قال أنني لا أستطيع فعل شيء، أزعجني ذلك. | 
| Bunu yapamayacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | لقد مات شخص ما تعلمين أنني لا أستطيع فعل ذلك | 
| Ama bunları senin desteğin olmadan yapamayacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | لكن كما تعرفين , لا أستطيع عمل هذا بدون دعمك | 
| Addison yapamayacağımı mı düşünüyor! | Open Subtitles | ماذا؟ هل أديسون تعتقد بأني لا أستطيع عمل هذا؟ | 
| - Tek başıma yapamayacağımı düşündüm. | Open Subtitles | ـ لم أعتقد أنه يمكنني القيام بالأمر بمفردي | 
| Çünkü... bende onlar gibi olmak istemişimdir. Sadece yapamayacağımı düşünmüştüm. | Open Subtitles | نوعاً ما أردت أن أكون مشجعاً أيضاً لم أعتقد فحسب أنه يمكنني القيام بهذا | 
| Bunu yapamayacağımı sen de biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم أنه لا يمكنني فعل هذا، وصباح الغد عندماتستيقظ.. | 
| Neyi kanıtlamaya veya neyi yapamayacağımı göstermeye çalıştığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف ماكانت تحاول اثباته أو كيف تستطيع فعل ما أستطيع فعله | 
| Yapamam. yapamayacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفعل ذلك يا سيد بابيت تعرف أني لا أستطيع | 
| Sen bu durumdayken bunu yapamayacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أنّي أعجز عن ذلك وأنت في هذه الحالة. | 
| Bunu yapamayacağımı biliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | يا شباب، تعلمون بأني لا أستطيع القيام بذلك، صحيح؟ | 
| Geçtik onu. yapamayacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | لقد تجاوزنا هذا وتعلم أنني لا أستطيع فعلها | 
| Menajerimi arayıp yapamayacağımı söyleyeceğim. | Open Subtitles | لذلك سأقوم بالأتصال بوكيلة أعمالي وأخبرها بأنني لا استطيع القيام بها ماذا؟ | 
| Kendi başıma yapamayacağımı mı sanıyorsun? Mantıksız olduğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقد اني لا استطيع فعل هذا بنفسي تعتقد اني اتعاطى شيئاً؟ | 
| Hiçbir şeyi doğru düzgün yapamayacağımı söylemiştin. | Open Subtitles | لطالما قلت بأنّه لا يمكنني أن أقوم بشيءٍ كما يجب | 
| Eve gelmeyeceğimi. Bunu yapamayacağımı. | Open Subtitles | أنّني لنّ أعود للبيت، و أنّني لا يمكنني ذلك. | 
| Neyi yapıp, yapamayacağımı söyleme bana! | Open Subtitles | لا يمكنك فحسب. لا تخبريني بما لا يمكنني فعله. |