| ...bunu yapanlar buraya gelseydi... | Open Subtitles | كل هؤلاء الأشخاص الذين فعلوا تلك الأشياء ظهروا هنا |
| Bunu kardeşime yapanlar kadar sen de suçlusun. | Open Subtitles | أنك مسئول كلياً مثل هؤلاء الناس الذين فعلوا هذا بأخي |
| Atom bombasını yapanlar da barış getireceklerini sandılar. | Open Subtitles | هؤلاء من صنعوا القنابل كانوا صانعي السلام أيضاً |
| İstasyonlardaki insanlar, evleri inşa edenler o senin sevdiğin çiftlik sosunu yapanlar. | Open Subtitles | يديرون المحطات يبنون هذه البيوت يصنعون كل بيوت الماشية يلبسون كما تحب |
| Yani, Jack'in, esas "geçit yapanlar"ın dilini konuştuğundan oldukça eminim. | Open Subtitles | فأنا متأكد أن جاك يتحدث بلغة بناة بوابات النجوم الأصليين |
| Baskı yapanlar ise onun nefretiyle cezalandırılacaklar. | Open Subtitles | الضاغط بقوة ستتم معاقبته للبغض الذي هو عليه |
| Bomba yapanlar sıkça kazaya kurban gidiyorlar. | Open Subtitles | يموت صانعي القنابل بشكل عرضي بسبب التردد |
| Bu tür işleri yapanlar hayalettir,adamım. | Open Subtitles | الذين يقومون بعملٍ كهذا يكونوا أشباحاً يا رجل |
| Olanlar için özür dilerim. Bunu yapanlar, kötü adamların elinden bir özürle kurtulamayacaklar. | Open Subtitles | أنا أسف عما حدث ليس كنصف أسف الشخص الذي فعل هذا |
| Bu işi yapanlar, onun arkasında olanlar ve planlayanlar, aslında kendi ilkelerine karşı hoşgörüsüz davranmışlardı. | Open Subtitles | الناس الذين فعلوا ذلك أو كانوا خلفه وخططوا له كانوا ضيقى الأفق ومتعصبون أهملوا مبادئهم |
| Ama kötü şeyler yapanlar burada kaldı. | Open Subtitles | لكن هؤلاء الذين فعلوا الأخطاء مازالوا هنا |
| Bunu yapanlar Tanrı'nın gözlerinden kaçamazlar Hilary Faye. | Open Subtitles | من فعلوا ذلك لن يهربوا عن اعين الرب .. هيلاري فاي. |
| Bu işi yapanlar acemi değilmiş. | Open Subtitles | إن الرجال الذين فعلوا ذلك ليسوا الناشئين. |
| Bunu yapanlar, kesenler, onu arıyordu. | Open Subtitles | لماذا تقولين هذا؟ الاشخاص الذين فعلوا هذا، قاموا بجرحي، لقد كانوا يبحثون عنه |
| Bunu yapanlar sıradan eşkıya değil. | Open Subtitles | الرجال الذين فعلوا ذلك ليسوا بلطجية عاديين |
| Bu işe para yatıranlar tüm övgüyü kendilerinin almasını istiyorlar ama övgüyü asıl hak edenler onu yapanlar. | Open Subtitles | الناس التي صرفت النقود يريدون أخذ الاستحسان لكن الاستحسان يستحقه الذي صنعوا الحاسوب |
| Bu asansörü yapanlar da sırrını biliyor muydu? | Open Subtitles | هل من صنعوا هذا المصعد يعرفون سرك أيضًا؟ |
| Ama daha önemlisi, eğer House kral ise ozaman House'u yapanlar da | Open Subtitles | لكن الأكثر اهمية ان كان هاوس هو الملك فالناس الذين يصنعون هاوس |
| Kurşun geçirmez yeleklerimizi yapanlar. | Open Subtitles | الأفضل نفس الرجال الذين يصنعون ستراتنا المضادة للرصاص |
| Ama sadece inşaatları yapanlar değil, diğer insanlarda biraz farklıydı.. | Open Subtitles | و لكن لم يكن المصريون فقط بناة لآثار لقد كانوا بشرلا يختلفون عنا |
| Baskı yapanlar ise onun nefretiyle cezalandırılacaklar. | Open Subtitles | الضاغط بقوة ستتم معاقبته للبغض الذي هو عليه |
| Bu tür işleri yapanlar hayalettir,adamım. | Open Subtitles | الذين يقومون بعملٍ كهذا يكونوا أشباحاً يا رجل |
| Sana bunu yapanlar hakkında bir takım yalanlar yaydığını duydum. | Open Subtitles | انك تنشر أكاذيب بخصوص من الذي فعل بك هذا |
| Şu arabadakiler o roketi yapanlar olabilir. | Open Subtitles | قد يكون صاحب هذه السيارة هو من بنى الصاروخ |
| Ama bunu yapanlar her kimse daha çok vampir gibiler. | Open Subtitles | لكن أياً كان من فعل هذا، فإنّهم أشبه بمصاصي دماء. |
| Ama kötülük yapanlar bizi korkularımızla yüzleşip onları yenmeye zorluyor. | Open Subtitles | ولكن أولئك الذين يفعلون الشرور يجبرونا على مواجهة مخاوفنا والتغلب عليها. |