| Ama, eşyalarımı açtıktan sonra, senin için hoş bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | بعد تفريغ الصناديق أردت القيام بشيء لطيف لك |
| İnsani olarak daha manalı şeyler yapmak istedim. | Open Subtitles | أردت القيام بشيء له علاقة بالبشر أكثر من ذلك |
| Affedersin. Belki sonra fikrini değiştirirsin diye şimdi yapmak istedim. | Open Subtitles | آسف، أردت فعل ذلك فحسب احتياطًا من تغيير رأيك لاحقًا |
| Önemsediğimi göstermek için ona özel bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | أتعلم, لقد أردت أن أقوم بشئ مميز لا أريها أنّني أهتم.. |
| kayıp ilan posteri yapmak istedim, annemin kaybolmuş olabilme ihtimaline karşı birileri bizi arayabilir yerini söyler diye, aynı köpeğimizi bulan adam gibi. | Open Subtitles | و أردت عمل تلك الملصقات في حالة ما إذا كانت أمي تائهه قد يتصل بنا أحد |
| Demem o ki hep beni korkutan şeyleri yapmak istedim. | Open Subtitles | الفكرة انني دائما اردت فعل الاشاء اللتي تخيفني ولكن . |
| Bir şeyler yapmak istedim. | Open Subtitles | أردتُ فعل شيئاً، أعلم أنكَ أخبرتني ألاّ أفعل. |
| Gün sonunda etrafta kimse yokken bunu yapmak istedim. | Open Subtitles | اردت ان افعل هذا في اخر اليوم حتى لا يكون احد موجود هنا |
| Biliyorum ben de sen benim her siçişlarimi düzeltmeden önce doğru şeyler yapmak istedim. | Open Subtitles | أجل، أعلم، أردت القيام بشيء صائب بدون أن تقومي أنتِ بإصلاح إخفاقاتي |
| Benimle çok uğraştınız çocuklar, ben de özel bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | لقد تحملتم الكثير مني يا رفاق... و أردت القيام بشيء مميز. |
| - Anlıyorum fakat bunu burada yapmak istedim. | Open Subtitles | أتفهم هذا، ولكني أردت القيام بهذا هنا |
| Toplu öfkemizi güzelliğe dönüştürmek için bir şeyler yapmak istedim. | TED | أردت فعل شيء لتحويل غضبنا الجماعي إلى شيء جميل. |
| Saatlerce çalışmanın karşılığında, teşekkür etmek için özel bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | أردت فعل شيء خاص لتعبير عن شكري - و بـ"فعل شيء" تعني - |
| Ben, şey belki bir daha fırsatını bulamam diye bunu yapmak istedim. | Open Subtitles | أنافقط... . أردت فعل هذا ، فى حالة أذا لم يكن هناك فرصة ... |
| Birazda faydalı işler yapmak istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أقوم بعمل جاد . لبعض الوقت |
| Etkili bir giriş yapmak istedim ama her şey elektronikken bunu yapmak çok zor. | Open Subtitles | أردت عمل ذلك بطريقة درامية، ولكن يصعب ذلك، لأن كل شيء رقمي. |
| Bir iyilik yapmak istedim, tıpkı bebeklere yaptığın gibi. | Open Subtitles | اردت فعل عمل حسن كما فعلت مع االطفال |
| Olur mu, Sevgililer Günü'nde özel bir şey yapmak istedim o yüzden eski usul takılayım dedim. | Open Subtitles | أرجوكِ، لقد أردتُ فعل شيء مميز من أجل عيد الحب لذا قررتُ أن أفعلها بالطريقة القديمة. |
| Senin için özel bişeyler yapmak istedim. İçimden geldi. | Open Subtitles | انا فقط اردت ان افعل شئ مميز لك تعلمين , شئ من القلب |
| Önce iğrendim, ama sonra tekrar yapmak istedim. | Open Subtitles | في البداية كنت مشمئزة , لكن بعدها أردت فعلها ثانية. |
| Kamboçya'ya ulaştığımda, sefaletle çevrili bir yerde, tatilde olduğum için huzursuz hissettim ve karşılığında bir şey yapmak istedim. | TED | عندما وصلت إلى كومبوديا، شعرت بعدم الإرتياح كوني في عطلة ومحاطة بكثير من الفقر أردت أن أفعل شيئًا بالمقابل. |
| Neydi o? WK: Bir rüzgar gülü yapmak istedim. | TED | ما هي؟ و.ك. : أردت صنع طاحونة هوائية |
| Annene küçük güzel bir şey yapmak istedim, ama sen ona vermemişsin. | Open Subtitles | أردتُ أن أقوم بشيء لطيف لوالدتك ، ولكنك لم تسلّمها لها |
| Annemi kanserden kaybettik. Ben de bir şey yapmak istedim, o yüzden bu hayır koşusunu ayarladım. | Open Subtitles | توفيت أمي بمرض السرطان، وأردت فعل شيء ما لذا نظمت هذا السباق الخيري |
| Şey, senin için bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | حسنا, لقد أردت ان افعل شيئا لك |
| Çok kötü oldum ve bunu telafi edecek bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | .. لقد شعرت بشعور فظيع وأردت أن أفعل شيئاً مميزاً لا يُنسى |