| Benimle yapmaya çalıştığı şey, bana ilham vermekti dünyayı korumak için, ve dünyanın ne kadar kırılgan olduğunu göstermek için. | TED | ما كان يحاول فعله لي هو الهامي لحماية العالم، و ليريني كم هذا العالم هو هش. |
| Tutuklandığında yanında o kitap da vardı. yapmaya çalıştığı şey bir ırk savaşı başlatmaktı. | Open Subtitles | كان يحمل معه الكتاب حين ألُقي ّعليه القبض ما كان يحاول فعله هو إشعال حرب عرقية |
| Ama Marcus Aurelius'un yapmaya çalıştığı şey oğlunu askerlerine tanıtmaktı. | Open Subtitles | إلا أن ما كان كاركوس أوريليوس يحاول فعله هو تقديم ولده إلى قوات جيشه |
| yapmaya çalıştığı şeye saygı duy. | Open Subtitles | احترمي ما تحاول فعله هنا |
| yapmaya çalıştığı şeyden sonra mı? | Open Subtitles | بعد ما حاول فعله معك؟ |
| Ne yapmaya çalıştığı çok belli, sayın yargıç bize suçluyu unutturmaya ve hukuku dava konusu yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | سيادة القاضى ، من الواضح ما يحاول أن يفعله إنه يحاول أن ينسينا الخارج على القانون و أن يضع القانون للمحاكمة |
| Ve bu da bu bölgenin liderlerinin yapmaya çalıştığı şeydir. | TED | وهذا ما يحاول قادة هذه المنطقة القيام به. |
| Bay Muhammed'in yapmaya çalıştığı şey bizi, Tanrı'nın tarafına çekmek. | Open Subtitles | إذا ً, ما الذى يحاول فعله السيد "محمد" ؟ .. يحاول أن يجعلنا نصتف فى جانب الله |
| Bay Muhammed'in yapmaya çalıştığı şey bizi, Tanrı'nın tarafına çekmek. | Open Subtitles | إذا ً, ما الذى يحاول فعله السيد "محمد" ؟ .. يحاول أن يجعلنا نصتف فى جانب الله |
| Muhtemelen yapmaya çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | هذا من المحتمل ما كان يحاول فعله |
| yapmaya çalıştığı şey senin yararına, zararına değil. | Open Subtitles | ما يحاول فعله لمصلحتك ليس لدمارك |
| Tek yapmaya çalıştığı, annesini bulmak. | Open Subtitles | كل ما يحاول فعله هو العثور على والدته - أعرف ذلك - |
| Kartlarımızı açtığımızda, eminim ki yapmaya çalıştığı şeylerin beyhude olduğuna onu inandırabilirim. | Open Subtitles | متى ما طرح ما عنده متأكدةٌ من أنني... أستطيع جعله يدرك عقم ما يحاول فعله |
| Ama yapmaya çalıştığı şey daha kötü. | Open Subtitles | لكن ما يحاول فعله أسوأ |
| Collier in yapmaya çalıştığı ne,dünyayı değiştirmek değil mi? | Open Subtitles | ما يحاول فعله كولير... تغيير العالم .. |
| Şu anda yapmaya çalıştığı gibi. | Open Subtitles | هذا ما يحاول فعله الآن |
| yapmaya çalıştığı bu! | Open Subtitles | -هذا ما تحاول فعله |
| yapmaya çalıştığı şeyleri. | Open Subtitles | مالذي حاول فعله ، تعلم |
| Onca araştırma ve testin arasında aslında yapmaya çalıştığı bize en büyük tedaviyi vermekmiş. | Open Subtitles | فى كل تلك الساعات البحث , الاختبار ما كان يحاول فعلة حقاً كان ايصالنا الى الشفاء المطلق |
| Babanın tek yapmaya çalıştığı şey, asla istemediğim ama beni zorladıkları bir hayattan beni kurtarmaktı. | Open Subtitles | و كل ما كان يحاول أبيك فعله هو إخراجي من تلك الحياة التي أجبرت عليها حياة .. |
| yapmaya çalıştığı şeyi biliyorum. Ama işe yaramayacak. | Open Subtitles | أعرف ما يحاول أن يفعله لكن الامر لن يفلح |