yaptığım ilk şeylerden biri, tanıdığım insanların isimlerini yazmak oldu ve bu kişiler üç boyutlu bir dramadaymış gibi karakterleri oluşturdu, kim olduklarını, ne yaptıklarını umutlarını ve geleceğe dair korkularını anlattılar. | TED | من أوائل ما كتبت كان عبارة عن قائمة من الأسماء لأناس عرفتهم من قبل. أصبحوا شخصيات في شكل دراما ثلاثية الأبعاد، حيث يعبرون عن ماهيتهم، ماذا يفعلون، أحلامهم و مخاوفهم من المستقبل. |
Bu, yaptığım ilk suluboya resimlerden birini tutarken çekilmiş bir fotoğrafim. | TED | إذا فهذه صورة لي ممسكا بواحدة من أوائل اللوحات المائية التي رسمتها . |
yaptığım ilk şey Aaron'ı aramak oldu. | Open Subtitles | [إكِرسلي] و أحد أوائل الأشياء التي فعلتُها أنّني اتّصلت بهارون |
yaptığım ilk şey literatüre bakmak ve füzyonun nasıl çalıştığını bulmak oldu. | TED | كان أول شيء أقوم به، هو أن أنظر في الكتب لأرى كيف يعمل مبدأ الانصهار؟ |
Bu yüzden yaptığım ilk şey konuyla ilgili bir sürü makale okumaktı. | TED | وعلى ضوء هذا كان أول ما قمت بفعله هو قراءة مجموعة من المقالات عن الموضوع. |
Evet yaptığım ilk şey bu: kendi küratörüm olurum. | TED | وأول شيء أقوم به هو القيام بالتمحيص الخاص بي |
yaptığım ilk şey bir yapboz tasarlamak oldu. Burada sorular ve cevaplar şekiller biçiminde kodlanmış durumda, renkler biçiminde. İnsanlardan bunları bir araya getirerek, nasıl işlediğini anlamaya çalışmalarını istiyoruz. | TED | وأول شيء قمت به هو عمل أحجية صور وعلى القطع بعض أسئلة الجمل وإجاباتها على هيئة أشكال مختلفة، ولها ألوان متعددة، والناس يقومون بترتيبها مع بعضها البعض ويحاولون فهم مغزى هذه الصور. |
Ve bu yaptığım ilk videolardan biri: (Müzik: "Touch the Sky" Kanye West) CM: Bazı benzerlikler fark edebilirsiniz. | TED | وهذا واحد من أوائل الأفلام التي أخرجتها. (موسيقا: المس السماء لــ (كين ويست) كريس ميلك: قد تلاحظون وجود بعض الشبه. |
(Kahkaha) Her neyse, evlendim ve Birleşik Devletler'e geldim ve yaptığım ilk işlerden biri, küçük insan grupları önünde konuşmamı gerektirdi. | TED | (ضحك) على كل الأحوال، تزوجت، وجئت إلى الولايات المتحدة الأمريكية، وكانت من أوائل الوظائف التي زاولت تتطلب التحدث إلى مجموعات صغيرة من الناس. |
Ve eve geri döndüğümde, yaptığım ilk şey, bir uzay gemisi çizimine başlamak oldu. | TED | وعندما عدت إلى المنزل، كان أول شيء فعلته، أن بدأت في رسم سفن الفضاء. |
Her sabah, aylarca, uyandığım an yaptığım ilk şey nefesimi 52 dakikanın 44 dakikasında tutmak oldu, Nefesimi 44 dakika tutuyordum. | TED | وكل صباح ولمدة شهر كان أول ما أفعله عندما أستيقظ هو أن أحبس أنفاسي من أصل ٥٢ دقيقة كنت أحبسه لمدة ٤٤ دقيقة |
Böylece, yaptığım ilk film Banaz hakkında oldu. | TED | لذا كان أول فيلم قمت بإنتاجه عن "باناز". |
Son ameliyatımdan uyandıktan sonra yaptığım ilk şey beşiğimden çıkıp, yoğun bakım ünitesinde dolanıp muhtemelen bana bunu yapan kişiyi bulmaya çalışmak olmuş. | TED | وأول شيء قمت به عند استيقاظي من تلك العملية الأخيرة كان التسلق إلى خارج سريري والسير في أرجاء غرفة العناية المكثقة، ربما للبحث عمن فعل هذا بي. |