| İlişkiler yarışmak gibidir. Aşk için yaptığında çoktan kazanmış sayılırsın. | Open Subtitles | العلاقات مثل السباق عندما تفعله من اجل الحب فقد فزت |
| - Hızlı olduğumu biliyorum. - Benimle yarışmak senin için sorun mu? | Open Subtitles | ــ أنا أعرف مدى سرعتي ــ هل تواجه مشكلة في التسابق معي؟ |
| Sonra o görünecek... ve senin seçtiğin bir şeyde seninle yarışmak zorunda olacak. | Open Subtitles | و بعدها سيقوم بالظهور و سيكون مُجبراً على التنافس في مسابقة من اختيارك |
| Cannonball' da yarışmak için ne olabilir acaba? | Open Subtitles | انت تزعج الناس هذا يحدث سريعا جدا بحق الجحيم يجب علينا فعله لكوننا فى سباق كانون بول؟ |
| En iyisi 2 kişi bulmak, böylece şu hatunla yarışmak zorunda kalmayız. | Open Subtitles | يجب ان نجد متسابقان حتى لا نضطر للسباق مع هذه الفتاة هنا |
| Ama gerçekten yarışmak istiyorsanız, kazanmak için çok çalışmanız gerekecek. | Open Subtitles | و إذا أردتم المنافسة حقاً عليكم أن تقوموا ببعض الأمور الجدية |
| Bana iki yıldır, yarıştığını söyledi ve benle 500 papeline yarışmak istedi. | Open Subtitles | وأخبرتنى إنها تتسابق منذ سنتين وتريد نتسابق على 500دولار |
| Makinelere karşı yarışmak yerine, makinelerle yarışmayı öğrenmemiz gerekiyor. | TED | بدلاً من السباق ضد الآله، نحن بحاجة إلى تعلم للسباق مع الالة, |
| Makinelerle yarışmak, makinelere karşı yarışmayı alt eder. | TED | التاسبق مع الجهاز تفوق على السباق ضد الآله. |
| Ve bundan sonra yarışmak için aynı cesareti bulamayacaksın. | Open Subtitles | و انت ربما ليس لديك الشجاعة لخوض السباق بعد الأن |
| Bu pisti tarihte yedi dakikanın altında bitiren tek kişi benim yani bugün burada yarışmak benim lehime olur. | Open Subtitles | أنا المتسابق الويحد بالتاريخ الذي اجتاز هذه الحلبة بأقل من 7 دقائق، ولذا بالواقع، إن التسابق هنا اليوم يعد مزية بصالحي. |
| Bu akşam yarışmak ister misin? | Open Subtitles | مرحبا -مرحبا يا رجل، أتريد التسابق اللّيلة؟ |
| Şey diğer atlar benimle yarışmak istemiyorlar. | Open Subtitles | حسنا الخيول الاخرى لا تريد التسابق معى |
| Başından aşağıya yemek döken biriyle yarışmak imkansızdır. | Open Subtitles | حسناً، من المستحيل التنافس في إسقاط الطعام على رأسك |
| Eğer benimle yarışmak istiyorsa muhtemelen benimle arasında 5 yaş vardır. | Open Subtitles | لو كان يحاول التنافس معنا فهذا على الاغلب يعنى ان فرق العمر بينى و بينه فى حدود 5 سنوات |
| Birinin yaşamını kurtarmak için zamana karşı yarışmak heyecanlıdır. | Open Subtitles | . سباق الزمن لإنقاذ حياة شخص هو مثير . ولكن ربما لم تكن مثيرة بما فيه الكفاية |
| Sokaklarda yarışmak yasalara aykırıdır. | Open Subtitles | سباق شارع غير قانوني. شكرا لهذه المعلومة. |
| Barbie bebek gibi kızlarla yarışmak hakkında hiçbir fikrin yok evet eğer biraz daha genç olsaydım... | Open Subtitles | ليس لديكِ أدنى فكرة عن صعوبة المنافسة مع الفتيات الجميلات هذا حقيقي ونحن لا نصغر في السن |
| yarışmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريد ان نتسابق ؟ |
| Alaska ve Hawaii kadar uzaklardan kalkıp, önümüzdeki iki uzun, eziyetli gün boyunca birbirleriyle yarışmak için buraya geldiler. | Open Subtitles | يسافرون من مسافات طويلة كما بين آلاسكا وهاواي لقد أتوا هنا لكي يتنافسوا على مدار الايام المرهقة المقبلة |
| Bu üç nokta 20-30 yıldan beri buna çalışan kişilere karşı yarışmak istiyorsam kullanabileceğim şeylere benziyorlardı. | TED | ويبدو أن هذه المجالات الثلاثة التي بإمكاني أن أقول بأنني قادر على المنافسة ، إذا أردت أن أتسابق ضد من يمارس التدريب على الرقص لـ 20 الى 30 عاما. |
| Her yıl, dünyanın en iyi dansçıları... yarışmak için İngiltere'ye gider. | Open Subtitles | كل سنة , يذهب أفضل الراقصون في العالم إلى إنكلترة , للمنافسة كانت هناك العام الماضي , مع شريكها . |
| Ben de buna inandım İstediğine inan, yarışmak istediğinde araban olmayacak | Open Subtitles | انا اصدق ذلك صدق ما تريد, ولكنك تريد أن تسابق وليس لديك سيارة |