| Buraya oğlun için geldin. Bunun ona bir yararı olmaz. | Open Subtitles | لقد اتيت هنا من اجل ابنك وهذا لا يساعد | 
| Boş umutlara tutunmanın kimseye yararı olmaz. | Open Subtitles | عقد من أملا كاذبا لا يساعد أحدا. | 
| Bunun Arjantin'e bir yararı olmaz | Open Subtitles | وهذا لا يساعد على الأرجنتين | 
| Adımın size bir yararı olmaz. Bu, beni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | اسمى لن يُفيد الأمر لا يخصنى | 
| Kendine yardım etmek istemedikçe nasihatlerin sana bir yararı olmaz. | Open Subtitles | وانه مجمل النصائح لن تساعدك الا اذا انت اردت ان تساعدي نفسكي | 
| Bunun pek yararı olmaz. | Open Subtitles | ذلك لا يساعد على الإطلاق | 
| Bu tür bir baskının yararı olmaz. | Open Subtitles | هذا النوع من الضغط لا يساعد | 
| Tom, sadece birini etkileyecekseniz çalışır onu çılgın bir adaya bırakırsanız kimseye yararı olmaz. | Open Subtitles | (توم) يعمل فقط عندما يكون هناك أحد ما لكي يبهره لذلك نفيه على جزيرة غريبة لا يساعد أيّ أحد | 
| Ne yazık ki o konuda bir yararı olmaz. | Open Subtitles | آسفة لا يساعد في هذا | 
| Bunun bir yararı olmaz. | Open Subtitles | هذا لا يساعد | 
| Bunun yararı olmaz, Phil. Tamam mı? | Open Subtitles | هذا لا يساعد يا (فيل) حسناً ؟ | 
| Olmaz. Cerrahın yararı olmaz. | Open Subtitles | لا، الطبيب لن يُفيد | 
| Bak sana ne diyeceğim, o tetiği çekip kafaya bir mermi sıkmaya hazır olmadığın sürece şu dokuz milimliğin pek bir yararı olmaz. | Open Subtitles | سأخبرك شيئاً، ما لم تكن راغب بسحب هذا الزناد ووضع طلقة في الرأس حينها هذه الطلقة لن تساعدك كثيرها | 
| Bunu bilmenin sana bir yararı olmaz. | Open Subtitles | ! معرفته لن تساعدك في شئ |