| Farkında mısın bilmiyorum ama inkarı mümkün varlıklar yaratmanın yolunu buldun. | Open Subtitles | لا أظنكِ تدركين هذا، لكنكِ إكتشفتِ طريقة لخلق اصول يمكن إنكارها |
| İşte bu değer yaratmanın çok önemli bir parçası haline gelmeli. | TED | والذي يجب أن يصبح الجزء المهم جداً لخلق قيمة مضافة. |
| Ama bunun da ötesinde, sosyal bir değişim yaratmanın en etkili yolu toplum içerisinde çalışmaktır. | TED | ولكن في غالب الأحيان, فإن الطريقة الأكثر فعالية لخلق التغيير الاجتماعي هو العمل داخل المجتمع. |
| Solucan deliği yaratmanın önündeki en büyük engel yeterli enerji sağlamaktı. | Open Subtitles | أكبر عقبة لفتح الثقب الدودي هو خلق ما يكفي من الطاقة |
| Araştırma kurumlarını destekleyiniz, çünkü bilgi, zenginlik yaratmanın önemli bir parçasıdır. | TED | دعم مؤسسات البحث، ﻷن المعرفة جزء مهم من خلق الثروة. |
| Hahamların yaradılışla ilgili çok güzel bir yorumu var. Bu yoruma göre Tanrı dünyayı yarattığı zaman düşündü ki; dünyayı yaratmanın en iyi yolu adaleti kutsal bir şekilde dağıtmaktı. | TED | وهنالك تفسير رباني جميل عن بداية الخلق يقول انه عندما خلق الله الكون اعتقد انه من الافضل ان يخلق فقط مع العدل الالهي |
| Aydınlığı karanlıktan ayırmanın, ...ölümden yaşam yaratmanın gücü. | Open Subtitles | القوة التى تفصل بين النور و الظلام لتصنع الحياة من الموت |
| Ve güvenli bir biçimde yapmak için gerekli şartları yaratmanın ne kadar süreceği hakkında hiçbir fikrimiz yok. | TED | وليس لدينا فكرة كم سيستغرق هذا مننا لخلق الشروط للقيام بذلك بأمان. |
| Güvenli bir biçimde yapmak için gerekli şartları yaratmanın ne kadar süreceği hakkında hiçbir fikrimiz yok. | TED | ليس لدينا فكرة كم سيستغرق الأمر مننا لخلق الشروط للقيام بذلك بأمان. |
| Bu enerjik toplumları yaratmanın güzel yanlarından biri bu değerleri öncelik hâline getirmek isteyen insanlar için öncü olmamız. | TED | أحد أعظم النواتج لخلق تلك المجتمعات الحيوية هو أننا أصبحنا جاذبين للأشخاص الذين يريدون إعلاء تلك القيم. |
| Bazı müşterilerimde cinsellikten bahsetmek için daha tehlikesiz bir lisan yaratmanın çok faydalı olduğunu gördüm. | Open Subtitles | مع بعض العملاء في كثير من الأحيان يساعد لخلق الخاصة بك غير مهددة اللغة التي التحدث عن الجنس. |
| Bir kimlik yaratmanın en yaygın yolunun ne oldugunu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين ما هي اكثر طريقة معروفة لخلق هوية؟ |
| Savaş alanında görüş alanını daraltıp karmaşa yaratmanın yolu, birkaç etmenin birleşiminden geçer. | Open Subtitles | يتطلب دمجاَ من المزايا لخلق ضباب حرب في ميدان المعركة |
| Bir denge yaratmanın yollarını arıyorlar, ya mesailerini azaltıyorlar ya da işi bırakıyorlar. | Open Subtitles | فيبدأون بحث حلول لخلق توازن فينخفض أداؤهم أو يستقيلون. |
| Hel'i tekrar yaratmanın karşılığında bir el kaybetmek çok mu? | Open Subtitles | هل تعتقد أن فقدان يد هو ثمن غالي جدا من أجل إعادة خلق هيل ؟ |
| Sıfırdan bir şey yaratmanın ne olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | انت لاتعرف شيئا انه ابداع خلق شيئ من العدم |
| Biliyorsun, teknik olarak çoktan gelecekte olacakları değiştirdiğimiz için bir zaman paradoksu yaratmanın tehlikesi yok. | Open Subtitles | كما تعلم، لن يكون خطر في خلق تناقض زمني لأنّنا قد غيرنا الأحداث المستقبلية بالفعل |
| Bilgisayarların içerisinde dünyaları yaratmanın eşiğindeyiz canlı varlıklar ile doldurmak üzereyiz ve onların Tanrı'ları olmak üzereyiz. | Open Subtitles | نحن على أعتاب خلق .. عوالم داخل الحواسيب فنملأها بكائنات حساسة و تصبح هذه الحواسيب آلهتهم |
| Bir şey yaratmanın kendisi zaten bir ödüldür. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بالأبداع والإبتكار فأن عملية خلق الأشياء بحد ذاتها هي الجائزة. |
| Amcan Lex, Süpermenin saç hücrelerinden çoğallttığı bu protoplasma ile... yaratmanın kendisini ikiye katlayacak. | Open Subtitles | عمّك إل إي إكس، بهذا البروتوبلازم بأنّني نموت من خلايا شعر السوبرمان... سينسخ خلق بنفسه. |