| yardım çağrısı gönderemedik. Ama pes etmiyoruz. | Open Subtitles | لم نستطع إرسال نداء استغاثة لكننا لن نستسلم |
| Bakalım son iki gün içinde yardım çağrısı veya gemi kazası var mı. | Open Subtitles | لأرى إذ تلقوا نداء استغاثة أو تحطم سفينة في الأيام القليلة الماضية |
| Arama kurtarma birimi uçaktan yardım çağrısı almış sonrasında ise irtibatı kaybetmişler | Open Subtitles | البحث والإنقاذ تلقى نداء إستغاثة من الطائرة ثم فقد إتصالها |
| yardım çağrısı olmayacak | Open Subtitles | ليس هناك طريقة نجرى اى اتصال لطلب المساعدة |
| Manhattan'da kirası sabit bir daireyi bırakmak birçok camiada yardım çağrısı olarak nitelendirilir. | Open Subtitles | اتعلمين ، ترككي لايجار شقة ممتازة في منهاتن يُعتبر صرخة للمساعدة في كثير من الارجاء. |
| Bu yüzden, dış dünyaya bir yardım çağrısı gönderdiler. | Open Subtitles | ولذا أرسلوا طلب استغاثة للعالم الخارجي |
| - Bu resmen bir yardım çağrısı. | Open Subtitles | هذا ليس بمنظر، هذا طلبٌ للمساعدة. |
| Yaptığımız şeyin, hayalet bir yardım çağrısı kovalamanın işe yarama ihtimali nedir? | Open Subtitles | ماذا نفعل؟ نلاحق اشارة استغاثة شبح ماهى احتمالات أن يعمل هذا؟ |
| Donanma Foxtrot sınıfı bir denizaltıdan acil yardım çağrısı tespit etti. | Open Subtitles | - البحرية اعترضت إشارة استغاثة -من غواصة هجومية فوكس تروت |
| Ama telsiz operatörü Emden'in sahte bacasını fark etti ve yardım çağrısı yaptı. | Open Subtitles | لكن عامل اللاسلكي كان قد لاحظ المداخن الزائفة للسفينة (أيمدن) وأرسل نداء استغاثة |
| Müttefik hükümetlere yardım çağrısı yapılarak müttefik güçlerin desteği istendi. | Open Subtitles | وقد تم توجيه نداء استغاثة الى الحكومات المتحالفة وقوات التحالف , تتحرك لدعمهم حكومة صاحب الجلالة والحكومة الفرنسية... |
| Teğmen Marcus yardım çağrısı gönderin. | Open Subtitles | -إن الحطام يقترب كثيراً -ملازم ماركوس ، أرسل نداء استغاثة |
| Eğer Şeytanların Kaçışı düşerse, otomatik bir acil yardım çağrısı var. | Open Subtitles | اذا ما تم السيطرة على قاعدة "الشياطين تهرب" فهنالك نداء استغاثة تلقائي |
| Kaptanın acil yardım çağrısı gönderip göndermediğini bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | لا نعلم إن كان القائد قد أرسل نداء إستغاثة |
| Şerif yaklaşık bir saat önce yardım çağrısı almış. | Open Subtitles | العمدة تلقى نداء إستغاثة قبل ساعة |
| Her intiharı yardım çağrısı olarak yorumlamam. | Open Subtitles | لستُ مقتنعاً أنّ الانتحار هو دائماً طريقةٌ لطلب المساعدة |
| Ne yaptığını bilmiyordun. İhanetin aslında bir yardım çağrısı. | Open Subtitles | لم تكن تعرف ما الذي كنت تفعله الخيانة كانت تصرخ لطلب المساعدة |
| - Yaptığım bir yardım çağrısı değildi. | Open Subtitles | لم تكن صرخة للمساعدة ما فعلته |
| yardım çağrısı yollamadılar. | Open Subtitles | لم يرسلوا طلب استغاثة. |
| - Bu resmen bir yardım çağrısı. | Open Subtitles | هذا ليس بمنظر، هذا طلبٌ للمساعدة. |
| Birkaç saat önce Koloni 5'ten bir yardım çağrısı aldık. | Open Subtitles | قبل بضع ساعات تلقينا اشارة استغاثة من مستعمرة 5. |
| Acil yardım çağrısı onların öldüğünü söylüyordu. | Open Subtitles | مصدر إشارة استغاثة ظلت تقول، لقد ماتوا، "لقد قتلهم جميعاً"، مراراً و تكراراً؟ |
| Efendim, taşıyıcının yardım çağrısı bütün kanallara yayıldı. | Open Subtitles | سيدي ، ناقل نداء الإستغاثة إنه مُنتشر في جميع القنوات |