| ve beni yargılayan bu adamların yarısı, şu anda etikle ilgili başları dertte. | Open Subtitles | وهؤلاء الرجال الذب يحكمون علي نصفهم تحت إدّعاءات أخلاقيّة في هذه اللحظة |
| Listeye asil ruhlu bir yabancı eklediğim için beni yargılayan yeterince ingiliz adam var. | Open Subtitles | لدي مايكفي من الانجليز الذين يحكمون عليّ بلا زياده غريبه ذات مبادئ ساميه الى القائمه |
| Ama sizi yargılayan ben değilim, Yüzbaşı Killick; grup üyeleri. | Open Subtitles | إنه حاكمك من رأوك يا رقيب (كيليك) وليس أنا |
| Kolumda beni yargılayan bir kocam olmadan, parti vermekten ne kadar hoşlandığımı unutmuşum. | Open Subtitles | بدون زوجي الي جانبي ينتقدني انا اعني "روفس" بالطبع |
| Beni yargılayan insanların sabit bakışlarından bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | بدون الحاجة لذكر النظرات السريعة من الناس الذين ينتقدونني |
| Sürekli insanları yargılayan, fevri ve kaba biri olmak zorunda mısın? | Open Subtitles | لما عليك أن تكون دائما هكذا ؟ منتقد , حاد المزاج و صاخب |
| Deli gibi hissi ve herkesi devamlı yargılayan. | Open Subtitles | مجنونة, حسّاسة, دائماً ما تحكم على الجميع. |
| Marge, umarım başarırsın ama niye bir kadın kendilerini izleyen ve yargılayan bir erkeğin olmadığı spor salonuna para versin ki? | Open Subtitles | يا (مارج)، أتمنّى لك النجاح لكن لماذا قد يذهبن النساء إلى نادي لا يوجد به رجال حتّى يشاهدونهم و يحكمون على مظهرهم ؟ |
| Ama sizi yargılayan ben değilim, Yüzbaşı Killick; grup üyeleri. | Open Subtitles | إنه حاكمك من رأوك يا رقيب (كيليك) وليس أنا |
| - Ama beni yargılayan sizsiniz! | Open Subtitles | ولكنّه أنت من ينتقدني! |
| Beni yargılayan insanların sabit bakışlarından bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | بدون الحاجة لذكر النظرات السريعة من الناس الذين ينتقدونني |
| Her şeyi yargılayan çevreci bir komşum var da. | Open Subtitles | لدي جار منتقد و محافظ على البيئة |
| Kitapları kapağı göre yargılayan insanlara karşı tahammül edemiyorum. | Open Subtitles | لست أملك صبر على الناس التى تحكم على الأشخاص من مظهرها. |