| Bu yasa 1992'nin Evde Ses Kayıt Hareketi adını aldı. | TED | وذلك القانون كان يدعى قانون تسجيل الصوت المنزلي لسنة 1992. |
| Hiçbir şey yapmadı ve yasa yarım bırakılmış işler üzerinde çok az konuşabilir. | Open Subtitles | لم يفعل شيئاً القانون لم يحدد أحكاماً كثيرة على الأفعال التى لم تكتمل |
| Sam Baily affedilme isteğinde ısrarlı ama yasa "hayır" diyor. | Open Subtitles | سام بيلي ثابت في طلب الرأفة لكن القانون يقول لا |
| Kendi ölümü taklit etmenin yasa dışı olduğunu bile bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أن تزييف المقتل هو أمر غير شرعي |
| Bunu nereden öğrendin, yasa Uygulama üstüne Barney Fife Seminerinde mi? | Open Subtitles | حيث لم تتعلم ذلك، بارني فايف ندوة حول انفاذ القانون ؟ |
| Hepimz önemli bir davanın yükünü omuzlarımızda hissediyoruz Bayan Morton, ancak yasa açık. | Open Subtitles | جميعنا نشعر بثقل وزن هذه القضية يا سيدة مورتون و لكن القانون واضح |
| ...serbestçe dolaşmaya müsaade eden yasa tasarısını... "...bir kez daha vetoya karar verdi." | Open Subtitles | مشروع القانون الذي من شأنه أن يسمح بأكثر من مليونين ونصف من المهاجرين |
| Eskiden bu yasa için zaman vardı, ama artık yok. | Open Subtitles | لقد كان يوجد وقتا لهذا القانون ولكن ليس بعد الان |
| Bunun, kaç farklı yoldan yasa dışı sayıldığını sana sayamam bile. | Open Subtitles | لا أستطيع حتى أن أحصي قدر مخالفات القانون التي يشملها الأمر. |
| yasa hükmünü öğrendiğinde kılıcın anlaşılmaz deli saçmalarının aksine iki defa kahraman olacaksın. | Open Subtitles | ستكون بطلاً أكثر عندما تدرس القانون بدلاً من أن تلوح بالسيف في الهواء |
| Bu onun 6 yıldır desteklediği tek büyük yasa tasarısı. | Open Subtitles | إنه القانون الكبير الوحيد الذي قام برعايته من 6 سنوات. |
| Ama o reddetti çünkü o yasa yürürlükten kaldırılana ve. | Open Subtitles | لكنه رفض، لأنه لم يشأ أن يغادر قبل إلغاء القانون |
| Kanunlarda böyle bir suçlu için yasa olduğuna emin değilim. | Open Subtitles | لا أعتقد القانون مستعداً للتعامل مع مجرمين من هذا النوع |
| Yapılacak doğru şey göndermek. Ama Temel yasa'ya uymak da yanlış sayılmaz. | Open Subtitles | شحنه خارجًا هو الصواب، ولكن السير وفق القانون الأساسي ليس خطأ أيضًا. |
| Yani ona ABD gümrüğünden yasa dışı bir silah sokmasına yardımcı oldun? | Open Subtitles | إذن ساعدتهم على تهريب سلاح غير شرعي من خلال جمارك الولايات المُتحدة؟ |
| Bak, Birinci yasa Değişikliği'ndeki A.C.L.U. kitapçığını okuyarak geldiğin için senin adına sevindim. | Open Subtitles | اسمعي أنا مسرور جدًا لكونك قد قرأتي كتيب حقوقك المدنية في التعديل الأول |
| Ve Malavi'ye, yalnızca Malavi'ye değil, diğer ülkelere de: Var olan yasalarla ilgili olarak, bir yasa uygulanana kadar yasa değildir. | TED | وهناك شيء آخر لمالاوي وليس فقط مالاوي بل الدول الأخرى أيضا فإن القوانين التي هناك لا تكون قوانين حتى يتم فرضها |
| Bu şehirde daha iyi olmak yasa dışı mı acaba? | Open Subtitles | هل من غير القانوني في هذه المدينة أن يتعافى المرء؟ |
| Federal bir araştırma sırasında, bilgi saklamanın yasa dışı olduğunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | أجل، حسناً، تعلمين أنه مخالف للقانون حجب معلومات خلال تحقيق فدرالي |
| Apartmanlara karşı yasa çıkarıImalı. | Open Subtitles | كان يجب أن يكونوا قد وضعوا قانوناً ضد البيوت ذات الشقق السكنية |
| Sigara her yıl alkol, AIDS, yasa dışı ilaçlar, cinayetler, araba kazaları ve intiharlardan daha fazla insan öldürüyor. | TED | يقتل التدخين كل عام أناساً أكثر من الكحول والإيدز وحوادث السيارات والأدوية غير الشرعية وجرائم القتل والانتحار مجتمعة. |
| Bütün eyaletlerde yasa dışıdır, Teksas hariç. | Open Subtitles | هذا النوع ممنوع تداوله كما أنه غير قانونى بأى ولاية عدا تكساس |
| Amerikalı Alman ve Japon Ülkelerinden... çıkmaları yasa yoluyla engellenmeli. | Open Subtitles | ينبغي ألا يسمح للأمريكان والألمان واليابانيين بالقانون أن يغادروا بلدانهم. |
| O izinde ellerini cebime atabileceğin yazmıyorsa kendini yasa dışı arama ve gasp suçu hakkında bir konuşmanın içinde bulursun. | Open Subtitles | مالم تنص تلك المذكرة على أن بإمكانك وضع يدك في جيبي، ستجد نفسك في محادثة عن التفتيش والمصادرة غير القانونية. |
| Baştan aşağı yasa dışı bir şey ama bir numaranın izini sürmeni istiyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنّ الأمر غير قانونيّ ولكنّي أريدكَ أن تتعقّب أرقام هاتف من أجلي |
| Sadece bir şeyi kanıtlamak için istila edici, çılgın ve yasa dışı olan uç şeyler yapıyorsun. | Open Subtitles | تستخدمين وسائل مجنونة و غير قانونيّة بالمرّةِ |
| Seçimlere hile karıştırmaya çalıştığını, göçmenlerin oylarının geçersiz sayılması için yasa çıkarmak için uğraştığını söyledi. | Open Subtitles | قال أنّك كنت تحاول الغشّ في الإنتخابات، حاول تشريع قانون يقول أنه لا يحق للمهاجرين التصويت. |
| Ya fahişeler, ya uyuşturucu satıyorlar ya da yasa dışı alkol satıyorlar. | Open Subtitles | هم من العاهرات ومتعاطي المخدرات وبائعي كحول غير شرعيين |