| Hayır, ben yüzük yastığını ve getirdiğim 7 hediyeyi alıyorum. | Open Subtitles | كلا ، سآخذ وسادة الخاتمين والـ7 هدايا التي أحضرتها إليه | 
| Unutmayın, buz torbasıyla, ısıtma yastığını sırayla koyarsanız, kasılmalara iyi gelir. | Open Subtitles | وتذكري ،وضع كيس من الثلج مع وسادة التدفئة مساعد جدا للتشنجات | 
| Bunlar oluşan origami katları, ve şimdi hava yastığını şişerken görüyorsunuz ve çalışıp çalışmadığını öğreniyorsunuz. | TED | هذه التشكيلة المطوية من الاوريغامي ويمكنك الآن رؤية الوسادة الهوائية و هي تنتفح و معرفة: ما إذا كان يعمل؟ | 
| Bebeğim, ısıtma yastığını tekrar getireyim mi? | Open Subtitles | حسناً يا عزيزى , اتريدنى ان اُحضر الوسادة الساخنة مُجدداً ؟ | 
| Sabahın ışıkları birazdan yastığını aydınlatacak. | Open Subtitles | سيظهر نور الشمس قريباً سيُسلّط الضوء على وسادتك | 
| Kocamla konuşuyorum. Neden kendi yastığını kendin almıyorsun? | Open Subtitles | أتحدّث إلى زوجي، فلِمَ لا تحضر وسادتك اللعينة بنفسك ؟ | 
| Bir... Dostumun gidip kaygı yastığını boğması gerekiyor. | Open Subtitles | صديقي عليه الذهاب لخنق وسادته الممتصّة للتوثر | 
| Bir cep TV'si, kaz tüyü yastığını Mısır pamuğundan uyku setini ve çarşafını ve özel harman, kavrulmuş Fransız kahveni. | Open Subtitles | ملايات وأغطية الوسائد من القطن المصري وكيس شفاف مغلق الإحكام به المزيج الخاص من القهوة الفرنسية المحمصة | 
| Unutmayın, buz torbasıyla, ısıtma yastığını sırayla koyarsanız, kasılmalara iyi gelir. | Open Subtitles | وتذكري ،وضع كيس من الثلج مع وسادة التدفئة مساعد جدا للتشنجات | 
| Kramplar için kullandığın ısıtma yastığını almaya geldim. | Open Subtitles | أتيت لآخذ وسادة التدفئة التي استخدمتيها لتشنّجاتكِ | 
| Japon aşk yastığını nasıl bir insan olarak görebiliyorsun? | Open Subtitles | و كيف تُعتبر وسادة الحب اليابانية شخصا آخرا؟ | 
| Eve vardığımızda ceza yastığını kuşansan iyi olur. | Open Subtitles | عندما نعود للمنزل، من الأفضل أن تحضري وسادة العقاب. | 
| Pekâlâ, ilaçlarını ve özel yastığını aldınız. | Open Subtitles | حسناً ، أنت احضرت لها الأدوية و وسادة خاصة | 
| Araba kazası geçirmiştim ve hava yastığını gördüğümü hatırlıyorum. | Open Subtitles | تعرّضتُ لحادث سيّارة، و أتذكّر الوسادة الهوائيّة انتفخَت. | 
| Otelde kalacağımız zamanlarda ilk yaptığım şey senin yastığını almak olurdu. | Open Subtitles | أعني أننا في كل مرة نقضي الليلة في فندق، فإن أول شئ تضعه في حقيبتك هو الوسادة. | 
| Karnım için ısıtma yastığını verir misin ? Can I have the heating pad for my stomach? | Open Subtitles | ايمكنك أن تجلبى لى الوسادة الساخنة لبطنى | 
| yastığını yumuşatmak için, yan dönmeni bekliyordum. | Open Subtitles | فقط انتظرك للإنقلاب لذا أنا يمكن أن أنفش فوق وسادتك. | 
| yastığını koklamakla aynı şey değil. | Open Subtitles | ليس كأني أدخل غرفتك وأشم وسادتك | 
| yastığını aldın mı? İşte burada. Seni özleyeceğim. | Open Subtitles | هل أحضرت وسادتك سنفتقدك | 
| En sevdiği yastığını bile yanına almış. Karısını ve çocuğunu terk edip gitti. | Open Subtitles | حتّى أنّه أخذ وسادته المُفضّلة معه، و هجر طفله و زوجته. | 
| O bir kere benim evimde uyumuştu ve yastığını bende bıraktı. | TED | نام في منزلي مرة, وترك وسادته. | 
| Yıkım yüzünden, molozlar kalkana kadar hava yastığını tekrar deneyemiyoruz. | Open Subtitles | بسبب الانهيار، لا يمكننا تجربة الوسائد الهوائيّة مجدّداً | 
| yastığını getirebilirsin | Open Subtitles | بإمكانك أن تجلب مخدتك الخيالية |