| yavruların çok olması katil balinalar için iyi bir şey, ...fakat ekip yavrularla daha çok vakit geçirdikçe onlara daha çok ısınıyor. | Open Subtitles | وجود عدد كبير من الصغار يبشر بالخير للحيتان القاتلة ولكن كلما قضى الفريق وقتا أطول مع الصغار كلما زاد الود بينهم أكثر |
| Her yıl, koloninin daha yoğun bölümlerinde yavruların beşte biri ölür. | Open Subtitles | في كل عام ، في المناطق المزدحمة من المستعمرة.. يُداس خُمس عدد الصغار حتى الموت |
| Problem şu ki, anneden beslenebilmeleri için yavruların ihtiyacı katı buzdan sağlam bir platform. | TED | والمشكلة هي أن هذه الجراء بحاجة الى ارضيه مستقره وصلبة من الجليد لكي ترضع من والدتها |
| Ver şunu bana. Şimdi bize izin verirseniz çocuklar, bu yavruların terzi bıçağıyla randevusu var. | Open Subtitles | أعطني هذا ، والآن اعذروني يا أطفال الجراء لديهم موعد مع سكينة السلخ |
| Yırtıcıların, yavruların kokusunu almasını engellemek için, yumurta kabuklarını uzaklaştırıp, çatlamayan yumurtaları da yiyor. | Open Subtitles | ولمنع الضواري من شم صغارها تزيل قشور البيض القديم وتأكل البيض الذي لم يفقس |
| Sonra da o çıplak yavruların üstünden balık yemeye gideceğiz. | Open Subtitles | وعندما ننتهي من هذا نحن سنذهب لنأكل السمك من تلك الفراخ العارية |
| Sular yükseldiğinde, yavruların dalgalardaki ilk deneysel dalışlarını yapmaları kolaydır. | Open Subtitles | مع قدوم المد العالي يكون من السهل على الصغار اخذ أول تجارب القفز في الأمواج |
| yavruların çoğu, hala hayattayken derin sulara götürülürler. | Open Subtitles | تُؤخذ معظم الصغار للمياه العميقة وهي ما تزال حيه |
| yavruların tüylenip ilk kez yüzmeye hazır oldukları zamana kadar su oldukça yakına gelir. | Open Subtitles | وهكذا, فانه خلال فترة ولادة الصغار وحين تصبح مستعدة لأخذ أول غطساتها تقترب المياه |
| Farklı üreme stratejileri vardır, ama her biri hayatta kalacak olan yavruların sayısını en üst seviyeye ulaştırmayı amaçlamaktadır. | Open Subtitles | توجد خطط مختلفة للتكاثر لكن كل منها يسعى لزيادة عدد الصغار الذين يتمكنون من البقاء |
| İşi paylaşarak, bir sene içerisinde üretebilecekleri yavruların sayısını iki katına çıkarırlar. | Open Subtitles | ..بتقسيم العمل مشاركة , يتمكنون من مضاعفة أعداد الصغار التي يتمكنون من إنتاجها كل عام |
| Tüm koloni tünellerin buluştuğu ve yavruların tutulduğu ortadaki ana odada buluşur. | Open Subtitles | حيث تتجمّع المستعمرة كلها ويحتفظ بها الصغار |
| Ah, şey, diyeyim ki şu anda ben... tam olarak... yavruların nerede olduğundan yüzde yüz eminim. | Open Subtitles | دعيني أقل إنني لست واثقاً تماماً من مكان الجراء حالياً |
| yavruların sırnaşmaları ve aceleyle yalamaları geri dönmüş yetişkinin genişleyebilen midesindekileri çıkartmasını teşvik eder. | Open Subtitles | الحبو واللعق الملحّ من قبَل الجراء يشجّع البالغون العائدون ليتقيّأو محتويات معدتهم القابلة للتمدّد. |
| Hızla büyüyen bu yavruların hâlâ beslenmeye ihtiyacı var. | Open Subtitles | هذه الجراء السّريعة النموّ مازالت تحتاج التّغذية. |
| Zor bir hayat, ama erkeğin soyu varlığını sürdürecekse o halde yavruların geleceği her şeyden önce gelir. | Open Subtitles | إنها حياة صعبة، لكن لو تعيّن بقاء سلالة الذكر فإن مستقبل الجراء يأتي في المقام الأوّل. |
| Emzirmen gereken köpek yavruların yok mu? | Open Subtitles | لا تحصل على بعض الجراء للترضيع من الصّدر؟ |
| Yavrulayabileceği tek zaman buydu ve o, yavruların en iyi şekilde yaşayabilmesi için hayatını feda ediyor. | Open Subtitles | إنه الوقت الوحيد الذي تتناسل فيه، ولتعطي صغارها أفضل فرصة، فإنها تضحّي بحياتها. |
| Bu sürüdeki yavruların yarısından çoğu ilk üç ayın sonunda ölüme teslim oldu. | Open Subtitles | أقلّ من نصف جميع الفراخ بهذه المستعمرة ينجون من أول ثلاثة أشهر في عمرهم |
| yavruların hayatları başarılı sonuçlara bağlıdır. | Open Subtitles | تعتمد حياة الأشبال على نجاح الصّيد بينما تتقدّم لبُؤة للأمام ببطء |
| Al şunu ve diğer yavruların yanına götür! | Open Subtitles | خذه عن وجهي واحجزه مع السلاحف الصغيرة انتظر.. |