| Gerçek, süslenmemiş hikayeler hakkında yazdığımız insanlar bundan hoşlansalar da hoşlanmasalar da. | Open Subtitles | القصص الحقيقية الخالية من التزويق. سواء أعجبت من نكتب عنهم أم لا |
| Okuduğumuz, yazdığımız veya bir hikâye anlattığımız her seferinde onların çemberinin içine giriyoruz, çember bozulmamış kalıyor | TED | كل مرةٍ نقرأ فيها، أو نكتب أو نروي قصةً ما، ننضمّ لهذا التجمّع حول النار، الذي يبقى مستمرًّا. |
| İzleri saklamak için kurbanları sakatlardık. Basına yazdığımız o gülünç mektuplar. | Open Subtitles | في تشويه الضحايا لإخفاء الآثار و الرسائل السخيفة التي كتبناه للصحافة |
| Elbette, Google bunu o zaman yakalayamadı, bu nedenle bunu yazdığımız makaleye ekledik. | TED | الآن بالطبع، غوغل لم يلاحظ ذلك آنذاك، وبالتالي أبلغنا عن ذلك في المقال العلمي الذي كتبناه. |
| Eileen yalnızca 13 yaşında, ama yazdığımız şiirleri gözden geçirirken, onun şiirini çok ilginç buldum, çok harekete geçirici. | TED | إلين عمرها 13 سنة فقط ولكن عندما كنا نمر على المجموعة الشعرية التي كتبناها وجدت قصيدتها مهمة جدا ومحفزة جدا |
| Neden kendimiz için yazdığımız sözler... başkaları için yazdıklarımızdan çok daha iyi oluyor hep? | Open Subtitles | لما يجب أن يكون ما نكتبه لأنفسنا أفضل بكثير مما نكتبه للاخرين ؟ |
| O mektubu yazdığımız hanım mı? | Open Subtitles | أليس هي الشخص الذي كتبنا له تلك الرسالة ؟ |
| 'Deve tüyü renkli tavuk.' 'yazdığımız kelimeler.'. | Open Subtitles | "دجاجتي، اه، الكلمة المكتوبه." |
| Ve şu sonuca çıkardık ki yazdığımız her rapor dikkatlice ifade edilmeli. | Open Subtitles | ووصلنا لاتفاق أنّ أي تقارير نكتبها جميعاً يجب أنْ تُصاغ بعناية |
| yazdığımız her bir değerlendirmede, her zaman bir özet üzerinde duruyoruz, ve bu özet bilimle ilgisi olmayan seyirciler için yazılıyor. | TED | في كل واحدة من هذه التقييمات التي نكتبها٬ نكتب معها ملخصا. وهذا الملخص مكتوب من أجل الجمهور غير العلمي٬ |
| Burada yazdığımız her şey... burada kalır. | Open Subtitles | مهما نكتب في هذه الشقة يبقى في هذه الشقة |
| Hey, şimdi, eski şarkıları yazdığımız zamanları hatırlamalısın. | Open Subtitles | بيتر .. عليك تذكر تلك الفترة عندما كنا نكتب تلك الأغاني القديمة |
| Hakkında yazdığımız kişilerin hoşuna gitse de gitmese de açığa çıkartılmış gerçek hikâyelerdir. | Open Subtitles | القصص الحقيقية الخالية من التزويق. سواء أعجبت من نكتب عنهم أم لا |
| Aynen raporda yazdığımız gibi oldu. | Open Subtitles | دعني لقد حدث الأمر كما كتبناه في التقرير |
| Okulda yazdığımız bir şiir gibi "benim hakkımdaki her şey" şiiri. | Open Subtitles | هذا يشبه ذاك الشعر الذي كتبناه فى المدرسة شعر كل شيء عني |
| Birbirimize yazdığımız mektupları bir görsen. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تتخيل الرسائل التي كتبناها لبعضنا البعض |
| Üzgünüm, ben.... Bu bizim yazdığımız mektup. | Open Subtitles | أنا آسفة ، لم هذه هي الرسالة التي كتبناها |
| Kısa süre sonra, ayrıldı, beraber yazdığımız son üç şarkıyıda yanında götürdü onlarıda albümüne koydu ve onlarda albümün sekiz milyon satmasını sağladı. | Open Subtitles | ثم رحل، آخذاً آخر ثلاث أغنيات كتبناها معاً، واضعاً إياها في ألبومه المنفرد، الذي حقق مبيعات تقدر بثمانية مليون نسخة |
| Bu yüzden hiçbir zaman telaffuz etmediğimiz ama yazdığımız sessiz h, | TED | وهكذا انتهينا بالحرف الصامت H الذي نكتبه ولكن لا ننطقه. |
| Beni esas rahatsız eden isimsiz kaynaklar kullanmak ya da yazdığımız her şeyin Beyaz Saray tarafından yalanlanması ya da neredeyse diğer tüm gazetelerin bizim haberleri yeniden basmaları değil. | Open Subtitles | ليست المشكلة أننا لا نحدد أسماء مصادرنا و لا أن البيت الأبيض ينكر كل ما ننشره و لا أن باقي الصحف لا تكتب مطلقا عما نكتبه في هذا الموضوع |
| yazdığımız ilk şey olduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأذكر أنه باعتباره أول شيء كتبنا. |
| Garrett'ın yazdığı notu bizim yazdığımız sahte bir not ile değiştireceğiz. | Open Subtitles | ؟ سوف نستبدل مذكرة غاريت! بمذكره وهيمه نحن نكتبها! |