| Bazı yemekleri yediğinde atriyoventriküler tıkanıklığa yol açan çok nadir bir hastalıktır. | Open Subtitles | انها حالة نادرة جدا والتي تسبب انسدادا عضلياً عندما تأكلين أنواعاَ محددة من الطعام |
| Yani mantarları yediğinde geleceği görebiliyor musun? | Open Subtitles | إذن عندما تأكلين الفطر يمكنك رؤية المستقبل؟ |
| Majesteleri kalbi yediğinde anında hamile kalacaksınız. | Open Subtitles | وعندما جلالتك تأكلين القلب ستحبلين على الفور. |
| Böylece büyük balık küçük balığı her yediğinde puan işliyor ve puan yükseliyordu. | TED | وبالتالي لما التهمت السمكة الكبيرة السمكة الصغيرة، سيرفع النتيجة، وذلك سمكة سمكة. |
| Birinin anılarını yediğinde bir başkası o anıyı hatırlamayacak mı? | Open Subtitles | حتى وإن التهمت ذكريات أحدهم فسيبقى يذكرها |
| New York'ta dışarıda yediğinde yemeğin leş gibi olur. | Open Subtitles | عندما تأكلين بالخارج في نيو يورك" يصبح طعامكِ متسخاً " |
| Benimkini yediğinde fikrin değişecek. | Open Subtitles | ستغيرين رأيك عندما تأكلين فطيرتي، |
| Sardalye yediğinde. | Open Subtitles | عندما تأكلين السردين. |
| Sen bunu daha çok yediğinde söylersin. | Open Subtitles | بهذه الحاله انتي تأكلين اكثر |
| yediğinde kendini daha iyi hissedeceksin. | Open Subtitles | ستشعرين بالتحسن حالما تأكلين. |
| Çocuklarını yediğinde ne hissettin? | Open Subtitles | عندما التهمت طفليه، ما الشعور الذي ساورك حينها؟ |
| Çocuklarını yediğinde neler hissettin? | Open Subtitles | عندما التهمت طفليه، ما الشعور الذي ساورك حينها؟ .... |
| Çocuklarını yediğinde... | Open Subtitles | عندما التهمت طفليه |