| Çocuk çok sarsılmış. İki gündür ne konuşuyor, ne yemek yiyor. | Open Subtitles | الولد في حالة صدمة لم يتكلم و لم يأكل منذ يومان |
| Evet, ve şimdi kim o yemek takımıyla yemek yiyor? | Open Subtitles | نعم.ومن هو الذي يأكل على مجموعة ملتزمات الطعام الصغيرة الان؟ |
| Geceler boyu Kutup Ayısı ne yemek yiyor ne de uyuyor. | Open Subtitles | ليلة بعد ليلة ، الدب القطبي الشاب لا ينام ولا يأكل |
| Bu adam hakkında hiçbir şey bilmiyoruz ama burada yemek yiyor. | Open Subtitles | نحن لا نعرف شيئا عن هذا الرجل، و هو موجود هنا يتناول العشاء معنا |
| yemek yiyor, formunu koruyor. | Open Subtitles | إنها تأكل و هي بصحة جيدة. |
| Evet, ailemle yemek yiyor. | Open Subtitles | أجل ، إنه يتعشى الآن مع عائلتي |
| Ana binadakiler ikinci vardiyayla yemek yiyor. | Open Subtitles | المبنى الرئيسي يتناول غداءه مع الفترة الثانية |
| Çantanı masanın üstünden kaldır. İnsanlar burada yemek yiyor. | Open Subtitles | أبعدي حقيبتكَ عن المنضدةِ يَأْكلُ الناسُ عليها |
| Ama sadece artık yemek yiyor ve bütün gün kuyruğunu sallıyor. | Open Subtitles | لكنه فقط ياكل القمامة ويهز ذيله طوال اليوم |
| Ama öyle yemek yiyor. | Open Subtitles | ، يمكنه أن يأكل من على المنضدة مثل بقيتنا لكنه لا يفعل . أتعرفين لماذا ؟ |
| Bu ufaklık sanki midesi sırtına yapışmış gibi yemek yiyor. Evet. | Open Subtitles | هذا الصغير كان يأكل وكأن سرته كانت ملتصقة بظهره |
| Asla fark etmez. Elleriyle yemek yiyor, domuz herif! | Open Subtitles | إنه لن يفتقد ذلك إنه يأكل بأيديه , الخنزير |
| Evde karısı ve çocukları verken, neden gece çıkmış ve yalnız başına yemek yiyor? | Open Subtitles | أنه لديه زوجة وأطفال بالبيت ، واليوم عطله له إذن لما يأكل وحده؟ |
| yemek yiyor, elbiselerini deniyor, duş alıyor, hatta yataklarında yatıyor. | Open Subtitles | انه يأكل طعامهم يجرب ملابسهم انه يستحم انه ينام حتى في أسرتهم |
| Çok yemek yiyor. Yemeği seviyor. | Open Subtitles | هو يأكل الكثير من الطعام هو يحب الكثير من الطعام |
| - Pek sayılmaz. Yüzme takımını bıraktığından beri daha az yemek yiyor. | Open Subtitles | لقد أصبح يأكل قليلاً عندما ترك فريق السباحة |
| Lisede, insanlar çalışmöa salonunda ne yapıyor, dolap kilidinin şifresi nasıl çalışıyor, insanlar nerede yemek yiyor, hala balık kraker yiyebilir miyim? | Open Subtitles | مالذي يفعله الناس في قاعة الدراسه وكيف تعمل على تركيب كلمة مرور الخزانه و أين يأكل الناس غدائهم |
| Sonra ise bir tür kazaya bulaştı adam. Adam hâlâ pipetten yemek yiyor şimdi. | Open Subtitles | ثم راح ضحية حادث، مازال يأكل بواسطة مصاصة |
| Efendisi yemek yiyor, o ortalarda gözükmüyor. | Open Subtitles | ،ان سيدها يتناول العشاء لكن هى ليست فى اى مكان هنا؟ |
| Arkady'nin evine girmesi için gönderdiği herif Singh'le yemek yiyor. | Open Subtitles | الرجل الذي أرسله " آركيدي " إلى منزلك يتناول العشاء مع " سينق " |
| Zar zor yemek yiyor. | Open Subtitles | إنها تأكل بالكاد |
| - Kocan her akşam dadıyla yemek yiyor ve oğlun sadece İspanyolca konuşuyor diyorum. | Open Subtitles | -اعني ان زوجك يتعشى وحده كل ليلة مع خادمتك وابنك يتحدث فقط الاسبانية |
| Çok egzotik, günaşırı yemek yiyor ve bembeyaz. | Open Subtitles | هي غريبةُ جداً، يَأْكلُ فقط بين يوم وآخر، وهي بيضاءُ جداً، هي زرقاءُ تقريباً. |
| "Aile nerede yemek yiyor?" diye düşündüm. | Open Subtitles | و أنا أعتقد انه كان ياكل مع العائلة |
| Müşterilerim geç saatte yemek yiyor. | Open Subtitles | عملائي يتناولون طعامهم متأخرًا. |