| Bağlantılarımızı genişletiyorum. yeraltı dünyasına kadar ulaşıyor. | Open Subtitles | لقد قمت بتوسيع إتصالاتنا لتشمل العالم السفلي |
| yeraltı dünyasına inmeye ve eski çağlarda yaşayanların duyduğu şekilde hikâyeyi yaşamaya hazır olun. | Open Subtitles | تستعد لكي تهبط الى العالم السفلي ويروا القصة كما سمعها القدماء |
| Birden yer yarılır ve gizli bir el karanlıktan çıkarak genç kızı yeraltı dünyasına çeker. | Open Subtitles | فجأة إنفتحت الأرض ويداً لا ترى أتت لأعلى قادمه من الظلمات وسحبتها الى أسفل, الى العالم السفلي |
| Kadim kitapta yeraltı dünyasına girebilmek için devasa mavi bir deliğe girmen ve girişte bekleyen korkunç, kan emici, kemik ezen şimşek canavarıyla karşılaşman gerektiği yazar. | Open Subtitles | كما تعلم , الكتاب القديم يقول لكي تذهب للعالم السفلي عليك الدخول لحفرة زرقاء عملاقة وتواجه الرعب ومصاص الدماء |
| Ağaçlar genelde yeraltı dünyasına giriş olarak görülür. | Open Subtitles | الأشجار مرتبطة في الغالب بالمدخل للعالم السفلي |
| yeraltı dünyasına açılan geçit labirentin içinde yatıyor. | Open Subtitles | البوابه الى عالم الجريمة الذي يقع في المتاهه |
| Eski çağ Yunanistan'da yeraltı dünyasına giden birçok giriş bulunmaktaydı, aslına balarsanız, bir çeşit rekabet endüstrisi gibiydi. | Open Subtitles | هناك العديد من المداخل إلى العالم السفلي في اليونان القديمة في الحقيقة كانت كانها صناعة تنافسية |
| Her yöre, "yeraltı dünyasına giden bir geçidimiz var." diyebilmek istemişlerdir. | Open Subtitles | كل موضع أراد أن يقول بأنه مدخل إلى العالم السفلي |
| yeraltı dünyasına inebilen ruhlar sonsuza dek orada hapsoluyorlardı. | Open Subtitles | هؤلاء الأرواح التى أستطاعت الوصول إلى العالم السفلي .. أصبحوا سجناء إلى الأبد |
| Tek silahı olan lirle, yeraltı dünyasına gitmeye karar verir. | Open Subtitles | وبقيثارته كسلاحه الوحيد صمم على الذهاب إلى العالم السفلي |
| Euridice birdenbire yeraltı dünyasına sürüklenir. | Open Subtitles | في نفس اللحظة سحبت مرة أخرى إلى العالم السفلي |
| İtibarını yitirmiş aptallar, eski bir büyüyü kurcalarken, yeraltı dünyasına bir kapı açıldı. | Open Subtitles | الاحمق المتهور كان يعبث بالتعويذة القديمة والتي فتحت الابواب الى العالم السفلي |
| "Önemli bir görevi tamamlamak ya da tehlikeli bir düşmanı yenmek için yeraltı dünyasına gitmeyi anlatır." | Open Subtitles | الهبوط بشكل ما إلى العالم السفلي لإنجاز مهمة ضرورية أو هزيمة عدو خطير. |
| Ailemi yeraltı dünyasına götürürken sıradakinin ben olacağımı bilerek sadece gidişleri dinleyebildim. | Open Subtitles | تمكنت فقط من سماعهم وهم يجرون عائلتي إلى العالم السفلي مدركة أنني التالية |
| Ağaçlar yeraltı dünyasına giriş ile ilişkilendirilirler. | Open Subtitles | إن الأشجار مرتبطة في الغالب بالمنافذ الي العالم السفلي |
| Ama yeraltı dünyasına girmek için altın telli bir lir kullanmıştı. | Open Subtitles | والإبريق ساعده في العثورعلى أوروديس لكن لكي يتمكن من دخول العالم السفلي قام بأستخدام قيثارة واحدة مزخرفة بخيط ذهبي |
| Hayır, bir kimyager arıyoruz, ve FBI'ın elinde yeraltı dünyasına çalışan kimyagerlerin kısa bir listesi var. | Open Subtitles | لا،نبحث عن كيميائي،والشرطة الفدرالية لديها قائمة قصيرة من الكيميائيين الذين يضمون العالم السفلي |
| Ama yeraltı dünyasına giden yol bir şekerleme dükkanından geçmiyor. | Open Subtitles | لكن لا أظن أن الطريق للعالم السفلي يمر عبر متجر للحلوى |
| Fakat sana yeraltı dünyasına bir ilgisinin olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | ولكن يمكنني أن أجزم لكم أنه لادخل للعالم السفلي |
| O zaman yeraltı dünyasına, bizimle çalıştığını haykırırız. | Open Subtitles | سنصرخ للعالم السفلي بانه يعمل معنا |
| yeraltı dünyasına kendim gideceğim. | Open Subtitles | انا في طريقي للعالم السفلي |
| Çünkü Ashraf Mumbai yeraltı dünyasına gerçek korkuyu saldı. | Open Subtitles | بسبب الموقف القوي من قبل الضابط أشرف في وجه عالم الجريمة في مومباي أفراد العصابة أصابهم الخوف |