| Çünkü Onbaşı, aramızdan biri onu Makine'nin içine yerleştirecek. | Open Subtitles | لأنه أيها العريف , أحدنا سيضع القنبلة داخل الآلة |
| Gövdesi çok derin ama, adamlarım nasıl küreklerini yerleştirecek? | Open Subtitles | الهيكل عميق أكثر، كيف سيضع رجالي مجاذيفهم؟ |
| Bomba falan yerleştirecek herhalde. | Open Subtitles | يبدو ذلك كأنة سيضع قنبلة أو شىء كذلك |
| Şimdi, o maddeyi yavaşça kutuya yerleştirecek ve bana vereceksiniz. | Open Subtitles | ، الآن، أنت ستضع هذه العينة في تلك الحقيبة وأنت ستعطيني إياها |
| Kemikleriniz parçalandığı için Dr. Torres bilek kemiklerinizi bir arada tutmak için metal plakalar ve vidalar yerleştirecek. | Open Subtitles | , بما ان العظام منفصلة الطبيبة (توريس) ستضع لوحاً معدنياً و توصلهما بالمسامير بعظام الكاحل |
| Onları yerleştirecek yerimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا مكان لوضعها. ليس لدينا مكان أكثر لوضع منطقتنا. |
| Anlıyorum Albay, ama gerçekten onları yerleştirecek yerim yok. | Open Subtitles | أفهم ذلك أيّها العقيد لكن ببساطة لا يوجد هناك مكان لوضعهم كلّهم |
| Ve herşey hazır olduğunda, Tok'ra sahte tableti yerleştirecek, ve, biraz şansla, Anubis'i gezegene doğru çekeceğiz. | Open Subtitles | وعندما يكون كل شئ مؤسس الـ * توك-رع * سيزرعون اللوح المزيف و بأى حظ سنغرى * أنوبيس * للكوكب |
| Sence Jacqnoud, Patel'in üzerine patlayıcı mı yerleştirecek? | Open Subtitles | هل تظن انه سيضع متفجرات لباتيل؟ |
| Hayır. "Tamam, seni anladım" demezsen kafana kurşunu yerleştirecek adamım. | Open Subtitles | كلاّ، أنا من سيضع صندوق على وجهك مالم تقل، "أجل لقد فهمت" |
| Peki diğer çıkışa bombayı kim yerleştirecek? | Open Subtitles | ومن سيضع تلك القنبلة على المخرج الآخر ؟ |
| Ajan Jennings üzerine dinleme cihazı yerleştirecek. | Open Subtitles | العميل (جيننجز) سيضع له جهاز تصنت |
| Yapay zekayı Luna'ya yerleştirecek. | Open Subtitles | (ستضع الذكاء الإصطناعي في (لونا |
| Takip cihazı. Üzerine yerleştirecek kadar yakınlaşmam gerek. | Open Subtitles | أداة تتبع , أنا فقط بحاجة لأقترب منه بما يكفي لوضعها عليه |
| Özel kıyafetleri giyip de varilin içine yerleştirecek kadar vaktimiz yoktu Hank. | Open Subtitles | "لم يكن لدينا وقت لوضعها بالداخل وللخوف من خطر الدعاوى، (هناك)" |
| Zenginlerin onları yerleştirecek yerlere ihtiyacı var. | Open Subtitles | الأثرياء في حاجة إلى أماكن لوضعهم فيها |
| Adamlarım bunları Hwatab üyelerinin barakalarına yerleştirecek. | Open Subtitles | أتباعي سيزرعون هذه الهواتف في حُجرِ قادة (الهواتاب) |