| Çin'de olsan hiç kimsenin umurunda olmadan koca bir köpeği yiyebilirsin. | Open Subtitles | عليك أن تقرر لنفسك، في الصين يمكنك أن تأكل كلب بأكمله | 
| Ve şunu bana! Cennette istedğin kadar yiyebilirsin. | Open Subtitles | إذن أعـطني هـذه، يـمكـنك أن تأكل الفطائر في الـفردوس | 
| Dilediğini yiyebilirsin. Bir süredir kimse böyle şeyler yemeye gelmiyor. | Open Subtitles | تناول ما شئت، أحداً لن يجد هكذا طعام لبعض الوقت | 
| Sayborg olsan bile yine de yemek yiyebilirsin, ve sorun olmaz. | Open Subtitles | أنت أنسان آلى لكنك لا تزالى تستطيعين تناول الطعام وتصبحى بخير | 
| Masaya davetliyiz. Umarım parmaklarınla yiyebilirsin. | Open Subtitles | نحن مدعوون الى الطاوله أتمنى أن تستطيع الأكل بأصابعك | 
| Ama artık umurumda değil. istediğin pastaları ve tatlıları yiyebilirsin. | Open Subtitles | أنا غير مهتمّ لك بعد الآن, غادري وباستطاعتك أن تأكلي ما تشائين من الكعك وغيره من الأشياء التي تحبّي | 
| Yere düşerse, 10 saniye içinde yiyebilirsin. | Open Subtitles | مايسقط على الأرض يمكنك أكله خلال 10 ثوان | 
| Daha sonra arabada yiyebilirsin. | Open Subtitles | خذيها معكِ. بإمكانكِ أكلها لاحقاً في العربة | 
| Bunu aldıktan sonra istediğin kadar tatlı yiyebilirsin. | Open Subtitles | بعد أن تأخذ هذا سيمكنك أن تأكل من الحلويات كما تشاء | 
| Denemelisin, sonra istediğin kadar tatlı yiyebilirsin. | Open Subtitles | خذه، ثم بعدها يمكنك أن تأكل كل الحلويات كما تشاء | 
| Dolaşımı dert etmeden istediğin kadar yiyebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك أن تأكل ماتريد بدون الخوف من توقف دورتك الدموية | 
| Şu an ne istersen yiyebilirsin, Ama eve dönünce yumurta akı ve Lean Cuisines. | Open Subtitles | يمكن ان تأكل هنا ماتريد لكن عندما نعود للبيت ستأكل بياض البيض والوجبات الطرية | 
| Abur cubur yiyebilirsin, bu tek şansın ama dişlerini fırçalamak şartıyla. | Open Subtitles | تناول الوجبات السريعه لان هذه فرصتك الوحيدة ولكن قم بتنضيف أسنانك | 
| Bütün gün pasta yiyebilirsin ve hiç karın ağrısı çekmezsin. | Open Subtitles | تستطيع تناول الحلوى طيلة اليوم دون أنْ تصاب بألم المعدة | 
| Karanlık Olan'ı yok etmenin bir yolunu bulduğumuzda istediğin kadar çörek yiyebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك تناول ما تشاء مِن الكعك بعد أنْ أجد طريقة لقتل القاتم | 
| Burada yemek yiyebilirsin ve sana sahip çıkarlar. | Open Subtitles | طريقة الأكل أفضل هنا ويمكنكِ الحصول على القدر الذي تشائين | 
| Ama artık umurumda değil. İstediğin pastaları ve tatlıları yiyebilirsin. | Open Subtitles | لكن أنا غير مهتمّ لك بعد الآن, غادري وباستطاعتك أن تأكلي ما تشائين من الكعك وغيره من الأشياء التي تحبّي | 
| Ve yenebilir. Bir renkten sıkılınca yiyebilirsin. | Open Subtitles | وقابل للأكل, عندما تسأمين من اللون يمكنكِ أكله | 
| yiyebilirsin, dokuyabilirsin, giyebilirsin. | Open Subtitles | ، تستطيعين أكلها أنتِ من نسجها وإنتِ من سيرتديها | 
| Eğer dün geceki yemek mükemmelse aynı şeyi tekrar yiyebilirsin. | Open Subtitles | إذا كانت وجبة الامس جيدة يمكنك أكل نفس الشيء مجددًا | 
| Dondurma yiyebilirsin ya da sahne sanatları kampında bir hafta geçirebilirsin! | Open Subtitles | .. يمكنك الحصول على الآيسكريم أو تقضين أسبوعاً في مخيّم الفن | 
| - Kahvaltı getirdim. Umarım yiyebilirsin. - Deneyeceğim. | Open Subtitles | ـ لقد أحضرت لك فطورك، أما أنك تأكله ـ سأحاول | 
| Bilirsin... hayatta olduğun sürece her şeyi yiyebilirsin. | Open Subtitles | حسناً، انت تعلم إذا طهوت شئ لوقت طويل، يمكنك أن تاكل أي شئ | 
| Evet, süs olarak kullanılır ama canın isterse yiyebilirsin. | Open Subtitles | نعم.. انها فقط فاكه للزينه ولكن بالطبع بأمكانك تناولها اذا احببتِ | 
| Ne kadar baba gannuş yiyebilirsin? | Open Subtitles | كم طبق يمكنك تناوله من البابا غنوج؟ | 
| Ve yetişkin gibi davranıp adam gibi yemek yiyemeyeceksen... şurada oturup yemeğini mutfakta yiyebilirsin. | Open Subtitles | إذا لم تستطيعين التصرف بأدب وتناول الطعام كبقية الناس يمكنك فقط الجلوس هنا وتناول الطعام فى المطبخ | 
| Dan'in beyninden biraz ayırıp her hafta bir parça yiyebilirsin. | Open Subtitles | (يمكنك الاحتفاظ بقليل من دماغ (دان وتناوله القليل منه أسبوعياً |