| Yapamadım... Kahvaltıda sahanda yumurta yiyordu. | Open Subtitles | لم أستطع , لقد كان يتناول البيض المقلي على الافطار |
| Ama Louie Anderson banyodaki dekor sabunları yiyordu. | Open Subtitles | لكن لويس أندرسون يتناول الصابون المزخرف في الحمام .. |
| Ben, Raul yiyordu hangisi bilmiyordum ben sadece bütün yuva var. | Open Subtitles | لا أعلم أيهم كان يأكل راول لذلك قمت بإصطياد جميع الوكر. |
| Bak Niles, köpek yemeği yiyordu, piyanist rahatsız edici, Pinot Noir fazla yapmacık. | Open Subtitles | الكلب ياكل من الطعام وعازف البيانو فضولي للغاية والنبيذ ,واضح انه صناعي |
| Benim de Yunan bir komşum vardı. Sürekli kuzu eti yiyordu. | Open Subtitles | لدي جاران يعيشان بالطابق السفلي دوماً يتناولون لحم الخاروف، |
| Küçük balıklar sıcak suyun kenarına kadar gelip duruyor ve büyük balıklar soğuk sudan çıkıp onları yiyordu. | Open Subtitles | الأسماك الصغيرة ستّصل الى حافة المياه الحارة و تتوقف و الأسماك الكبيرة تخرج من المياه الباردة و تأكلهم |
| Son iki yıIdır içim içimi yiyordu. | Open Subtitles | على مدى العامين الماضيين، أشعر أن داخلي يود أن يلتهم نفسه. |
| - Doymak nedir bilmeyen 50 bin dolarlık balığım üstüne bir de yavruları yiyordu. | Open Subtitles | ؟ نعم كان لدي قرش بقيمة 50,000$ كان يأكلني في المنزل |
| Üç gün boyunca koltuğa oturmuş reklamları seyrediyordu ve kutu bitene kadar mısır gevreği yiyordu ben de ona iş bulmasını söyledim. | Open Subtitles | وتأكل الحبوب من العلبة, لذا طلبت منها أن تبحث عن عمل |
| Bilmiyorum.Çocuk yemek yiyordu. | Open Subtitles | لا أعرف كان الفتى يتناول الطعام، ثم فجأة |
| Bilmiyorum.Çocuk yemek yiyordu. | Open Subtitles | لا أعرف كان الفتى يتناول الطعام، ثم فجأة |
| Kanepede oturmuş pizzasını yiyordu ve ve birden ortadan kayboldu. | Open Subtitles | ،كان يجلس على الأريكة، يتناول البيتزا وبعد ذلك اختفى |
| Evet, olur. Çünkü Renny Grant 20.30'da yemek yiyordu. | Open Subtitles | نعم , هو , لأن المنحة رينى كان يتناول وجبة العشاء في 8: |
| 20. yüzyılın başlarında her Amerikalı yılda yaklaşık 55 kilo et yiyordu. | Open Subtitles | بالقرب من بداية القرن الـ20، كان كل أمريكي يتناول ما يقارب 120رطل من اللحمة سنويّاً. |
| Mahallemdeki bir Fransız restoranında yemek yiyordu. | Open Subtitles | كان يتناول العشاء، في مطعم فرنسي، في حيِّ |
| Ray Fransa'da çalışanlarının birinin evinde yemek yiyordu. | Open Subtitles | راى كان يأكل فى بيت أحد رجال الشركة فى فرنسا |
| Kardeşim de hapisten çıktıktan sonra böyle yemek yiyordu da. | Open Subtitles | لا شيء ، أخي كان سجينا سابقا وكان ياكل مثلما تفعل |
| İnsanlar dışarı çıkmış, kaldırımlarda akşam yemeği yiyordu. | Open Subtitles | أناس كانوا يتناولون العشاء على الرصيف |
| Onları yiyordu. | Open Subtitles | كانت تأكلهم. |
| Nerede olduğunu biliyor musun? Küvette pasta yiyordu. Evet oradaydı!" | TED | هل لديك علم بمكان مخبئه؟ كان يلتهم الكعك بحوض الاستحمام، أجل لقد كان هناك!" |
| Ayı neredeyse beni yiyordu. | Open Subtitles | الدب كاد أن يأكلني" |
| Yazlarını burada geçiriyordu herhâlde. Sahilde uzanıp dondurma yiyordu. | Open Subtitles | من المحتمل قضت فصول صيفها هنا تتسكع على الشاطئ, وتأكل الأيسكريم |
| Düşünsenize, Helen Keller eğitim görürken işte burada yemek yiyordu. | Open Subtitles | وفقط فكر هنا هيلين كيلير كانت تأكل عندما كانت هنا |
| Önce babası gibi yiyordu. Şimdi de babası gibi mi konuşuyor? | Open Subtitles | في الأول هو بيأكل مثل والده و الآن أنت تتكلم مثله |
| O da kafayı yiyordu. | Open Subtitles | هو من اطرني لفعل ذلك |
| yiyordu ve bağırıyordu, bağırıyordu ve yiyordu. | Open Subtitles | يأكل ويصرخ، يصرخ ويأكل |