| Çok tehlikeli bir şey buldular ve bu laboratuvarlarını yok etti. | Open Subtitles | لقد وجدوا شيئاً فى غاية الخطورة نفس الشيء الذى دمر مختبرهم. |
| Deprem, başkent Port-au-Prince'la birlikte 320,000 insanın hayatını yok etti; yaklaşık 1.2 milyon insanı da evsiz bıraktı. | TED | دمر الزلزال العاصمة بورت أو برنس، موديا بحياة حوالي 320,000 شخص، وقام بتشريد حوالي 1.2 مليون شخص. |
| Bize ateş eden gemileri yok etti. Wraithleri uzak tutan şey o silah. | Open Subtitles | و قد دمرت سفن العدو و هذا السلاح هو ما يبقى الريث بعيدا |
| Federasyon kurmak için uğraştığımız onca şeyi yok etti. | Open Subtitles | الاتحاد التجارى دمّر كل ما عملنا بِجهد لبنائه. |
| Ve... Oldu da. FBI ajanını yok etti. | Open Subtitles | وقد كان كذلك، دمّرت عميل المباحث الفدرالية. |
| O şey ayları bile yok etti, biz onun için biraz hafif kaçarız. | Open Subtitles | اذا دمر هذا الشىء الاقمار فان سيكون لديه القليل ليفعله بنا |
| Başka bir gezegen, teknolojimizi onlarla paylaşmamız sonucunda kendisini yok etti. | Open Subtitles | كما تعلمون عالم آخر دمر نفسة بسبب مشاركتنا للتقنية معه |
| Dart uzayın derinliklerine bir iletişim sinyali yolladı... ve biz ona ulaşamadan kendi kendini yok etti. - Bölgeyi derin uzay radarlarımızla taradık ama... | Open Subtitles | لقد أرسل سهم الريث رسالة عبر الفضاء و دمر تلقائيا قبل أن نصل إليه |
| Bizi tarayan Wraith dartının pilotu, istihbaratını kovan gemilerine yolladı buraya ışınlandı ve gemisini mi yok etti? | Open Subtitles | قام الطيار بفحصنا ثم نقل المعلومات الى سفينتهم الام ثم نزل الى المدينه و دمر سفينته |
| Ben Everett. Wraithler az önce bir jeneratörümüzü yok etti. | Open Subtitles | هنا إيفريت ، لقد دمر الريث أحد مولداتنا لتوهم |
| Evet, Efendim, ama o son patlama yaşam desteğimizi yok etti ve yedekler cevap vermiyor. | Open Subtitles | الانفجار الأخير دمر أنظمة دعم الحياة فرق الدعم لا تستجيب |
| İçini rahatlatacaksa söyleyeyim, Haley evdeki tüm diğer kasetleri yok etti. | Open Subtitles | اذا كان سيجعلك تشعر بشعور أفضل,هايلي دمرت كل شريط موجود بالمنزل |
| Bildiğiniz gibi sıcaklar güney bölgesinde arpaları yakıp yok etti. | Open Subtitles | كما تعرفين , النكبه دمرت محصول الشعير في المنطقه الجنوبيه |
| Cevaben, beyazlardan oluşan bir çete gazete baskısını yok etti. | TED | ردًا على ذلك، دمرت عصابة من البيض مطابع صحيفتها، |
| O patlama on beş bin metrelik yarıçapındaki herşeyi yok etti. | Open Subtitles | دمّر الانفجار كل شيء ضمن شعاع 15 ألف متر |
| Kanıtı yok etti şimdi de, ona yaklaşmış olan herkesi öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | دمّر الأدلة. وهو الآن يحاول تدمير كلّ من إقترب منه |
| Bomba bize doğru gelmeye hazırlanan bir askeri konvoyu yok etti. | Open Subtitles | القُنبلة دمّرت موكباً للجيش كان على وشكِ التحرُّك نحو مُجمَّعنا |
| Carmen kasırgası dün buradan geçti ve yolundaki neredeyse her şeyi yok etti. | Open Subtitles | لقد مر الأعصار كارمن من هنا أمس حطم كل شيء فى طريقه تقريباً |
| 30 yıl önce yeni arkadaşların dünyayı yok etti. | Open Subtitles | لا عام مضت 30 أصدقائك الجدد دمروا العالم |
| Ama Trinity'de atom bombası denemelerini görünce araştırmayı bıraktı ve notlarını yok etti. | Open Subtitles | ولكنه عندما راى اختبار القنبلة النووية في الثالوث اوقف بحثه ودمر جميع الاوراق |
| Eric haritayı yok etti, yani o konuyu hallettik. | Open Subtitles | إيريك، حطّم الخريطة الحجرية و نحن محظورون هناك |
| Tanelerde çok az hücre olduğu için deney hücreleri yok etti. | Open Subtitles | بما أنه كانت توجد خلايا قليلة في القملة فالاختبار أتلف العينة |
| Oluyor. Sally gitti, Josh onu yok etti. "Onların taşındığı gün, iyi bir gündü. | Open Subtitles | الأمر يحدث سالي ذهبت جوش دمّرها الحلقة الثانية عشر والأخيرة بعنوان ها قد ذهب حيّنا |
| Oğlumun işi ile kendisinden uzaklaşma becerisini elinden aldın ve bu onun işini yapabilme becerisini yok etti. | Open Subtitles | أخذتَ قدرة ابني لإبعاد نفسه عن عمله وبالتالي حطّمت قدرته على القيام بعمله |
| Paradoks, geçmişe gidebilme yeteneğini yok etti. | Open Subtitles | المفارقة قامت بتدمير قدرتك على العودة إلى زمنك |
| Umutlarımızı ona bağlamıştık. Joker en iyimizi ele geçirip yok etti. | Open Subtitles | لقد راهنا عليه، الجوكر أخذ أفضل ما فينا و دمره |
| Benim tahminime göre Efendi yeni dünyaya gelmeden önce onları yok etti. | Open Subtitles | -تخميني هو.. أنه دمرهم قبل أن يأتي الى العالم الجديد |
| Kabini kim temizlediyse arabadan kurtuldu telefonu da yok etti. | Open Subtitles | أيٌ من قام بمسح الكوخ. تخلّص من السيارة ودمّر الهاتف. |