| Bir şeyden eminim. Frank onlardan kurtulmanın bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | أنا واثق من شيء فرانك سيجد طريقة لإبطائهم |
| Zaman tekrar yazılabilir. Bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | يُمكن إعادة كتابة التاريخ سيجد طريقة لذك |
| Kral da öyle. Kralın ilgisini çekmenin bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | كذلك الملك, ستجد طريقة ما لتلفت انتباهه |
| Hepsini kendine yormanın bir yolunu bulacaktır mutlaka. | Open Subtitles | ستجد طريقة ما لتجعل الأمر يخصها |
| Bize neler olduğu haber vermenin bir yolunu bulacaktır ve ve bunu yaptığında onu oradan kurtaracağız. | Open Subtitles | سوف تجد طريقة لتُعلمنا بما يجري، وسنخرجها عندما تفعل ذلك. |
| Belki beş parasız ve bel soğukluğuna yakalanmış olarak döner, ama evinin yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | كلا,سيظهر قريباً ربما يكون مفلساً ومصاب بمرض السيلان لكن سيجد طريقه للمنزل |
| Kişiliği olan bir takım daha yetenekli bir takımı yenmenin yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | الفريق ذو الشخصية الاقوى يجد الطريق ليهزم الفريق ذو الموهبة الافضل |
| Görünüşe göre bir kaç pislik avukat bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | حسناً ، بالظاهر أن هناك محامي وضيع يحاول أن يجد طريقة |
| Adadan çıkmanın bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | سيجد طريقته للخروج من الجزيرة |
| Altı ay sonra da olmayabilir ama bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | قد يكون بعد 6 أشهر ولكنّه سيجد طريقة حتماً |
| Altı ay sonra da olmayabilir ama bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | قد يكون بعد 6 أشهر ولكنّه سيجد طريقة حتماً |
| Babam yasal boşlukların kralıydı. - Eminim cadıyla anlaşmanın bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | والدي ملك المخارج وأنا متأكّد أنّه سيجد طريقة للتعامل معها |
| Ama size katılıyorum, Cheng eninde sonunda Rusların bileşenini dışarı kaçırmanın bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | ولكني أتفق معك تشينج" سيجد طريقة" ليقوم بتهريب القطعة الروسية |
| eğer doktorsa, bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | حسناً, إذا هو دكتور سيجد طريقة |
| -Bizi durdurmanın bir yolunu bulacaktır. -Nasıl olacak o? | Open Subtitles | ستجد طريقة لمنعنا كيف ؟ |
| DNA kardeşinizle eşleşse bile, Annalise bundan kurtulmanın bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | حتى لو كان الحمض النووي يطابق حمض اخيك آناليس) ستجد طريقة لإخراجه من هذا ) ماذا تعني بأن الحمض النووي يطابقه ؟ |
| Annie bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | "آني" ستجد طريقة. |
| Söylemesem olmaz, Addy bir şekilde girmenin yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | مع ذلك، يجب أن اقول لكي (ادي) سوف دائماً تجد طريقة للدخول |
| Eva bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | يمكن لـ(ايفا) ان تجد طريقة ما |
| Hayır, endişelenme. Evin yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | لا، لا تقلقي انه سيجد طريقه إلى منزله |
| - Ama Pelant sızmanın bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | لكن (بالنت ) سيجد طريقه لاختراقهم. |
| Kişiliği olan bir takım daha yetenekli bir takımı yenmenin yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | الفريق ذو الشخصية الاقوى يجد الطريق ليهزم الفريق ذو الموهبة الافضل |
| Eğer korku ve suçluluk gibi negatif duyguları bastırırsak özellikle de uyku yoksunluğu üstüne üstlük bilinçaltımız bu duyguları işlemenin bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | خاصةً اذا احرمتي نفسك من النوم عقلنا الباطن سوف يجد طريقة لمعالجة تلك المشاعر |
| Beslenmenin bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | لكن سام ذكي وصارم , سوف يجد طريقة للتغذية |
| Adadan çıkmanın bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | سيجد طريقته للخروج من الجزيرة |