| Dar görüşlü yerli çocukların aksine sen yurt dışında bulundun. | Open Subtitles | لقد كنت في الخارج ليس مثلنا فنحن صبيان ضيِّقو الأفق |
| yurt dışında öğrenim görürken bu bahaneler ile eve gelmedin. | Open Subtitles | أنك لم تأتي إلى المنزل بأعذار أثناء دراستك في الخارج. |
| Hep yurt dışında ikamet ediyordum. Buraya gelmek için vaktim de olmadı. | Open Subtitles | .لقد كنتُ مقيمًا في الخارج لفترةٍ طويلة .لمْ أحظَ بزيارة قبره بعد |
| Hükümetimiz yurt dışında fazla kalmamıza izin vermiyor. | Open Subtitles | حكومتنا لا تجعل البقاء خارج البلاد لفترة طويلة أمراً ممكناً لنا. |
| Ve sanırım, William Bell 2 haftalığına yurt dışında olacakmış. | Open Subtitles | والظاهر أن ويليام بيل متواجد خارج البلد للأسبوعين القادمين |
| Artık yurt dışında bütün pis işleri dronlar sayesinde nasıl yapıldığını. | Open Subtitles | كيف يمكن لطائرات المراقبة أن تنفذ جميع أعمالنا القذرة فى الخارج. |
| Pasaportunu aldı, galiba yurt dışında. | Open Subtitles | أخذ جواز سفره لذا أعتقد أنه ما وراء البحار |
| yurt dışında okunacak 3. sene yerine, ıslah evlerine yolculuk yapıyorlar. | TED | وتكون أول سنة لهم في الخارج رحلة إلى منشأة إصلاحية تديرها الدولة. |
| yurt dışında eğitimde. On bir saattir uçakta. | Open Subtitles | أبنتي كانت تدرس في الخارج وكانت في رحلة لمدة 11 ساعة |
| Sana üçüncü sınıfı yurt dışında okuma programından söz etmiştim. | Open Subtitles | تذكّرْ بأنّ السَنَةِ الصغرى في الخارج برنامج؟ أَنا في. |
| Sizi beklemiyordum. Irena sizin yurt dışında hayvanlarla çalıştığınızı söylemişti. | Open Subtitles | انا اعني ان ايرينا قالت انك تعمل في الخارج مع الحيوانات |
| yurt dışında çalışmak istiyorum senin hep istediğin gibi. | Open Subtitles | أُريدكِ أَن تدرسي في الخارج مثل ما أردت دائماً إلى |
| Sadece yurt dışında modellik yaptığını söyleyecek. | Open Subtitles | سَتَقُولُ بأنّها تَعْملُ كعارضة أزياء في الخارج. |
| Oğullarım da yurt dışında okudular. | Open Subtitles | ولداي قضوا سنتهم الأولى في الخارج واحد يشرب الجعة في ميونخ |
| Kusura bakma senin gibi üniversitede üçüncü senemi yurt dışında okumadım. | Open Subtitles | نعم, أنا آسف أنني لم أستطِع أن اقضي السنة الأولى لي في الخارج مثلك |
| yurt dışında okumuşsun. Benimle aynı üniversiteden mezun olmuşsun. | Open Subtitles | إذاً ، درست في الخارج وتخرجتَ من نفس الجامعه التي ذهبتُ إليها |
| Aslında saç ve makyaj tasarımcısı. yurt dışında da çalışır. | Open Subtitles | انه فنان في الشعر و التجميل كما انه يعمل في الخارج. |
| Arkadaşlar ve yurt dışında gelen değerli misafirlerimize selamlar. | Open Subtitles | تحياتي للأصدقاء والضيوف الكرام من خارج البلاد |
| Annemle babamın yurt dışında bir dahaki sefere işi olduğunda ve fazladan bir biletleri olduğunda kesin sana gelir bu sefer. | Open Subtitles | انا متأكدة بأن امي وابي عندما يكون لديهم عمل خارج البلد سيحضرون تذاكر مجانية اضافية |
| Ama uzun zamandır yurt dışında olduğu için, müfredatı takip edemeyebileceği için benim ikinci sınıfıma verildi. | Open Subtitles | لكن لإنه مكث فى الخارج لفترة طويلة، فى حالة أنه لم يستطع أن يتواصل أكاديمياً، تم وضعه فى الصف الثاني. |
| Ama bir yıl daha yurt dışında görev yapacak! | Open Subtitles | لكنه سيكون متمركزاً وراء البحار لعام آخر كامل |
| yurt dışında uğraştığımız bu parazit genelde tek hücrelidir. | Open Subtitles | هذه الطفيلية التي ندرسها عالمياً اكثرها ذات خلية واحدة |
| yurt dışında üniversite için yarışma şansı veriyor. | TED | يصبحون قادرين على الحصول على فرصة المنافسة للدراسة في الجامعات بالخارج. |