| Ve detaylara girerek zamanınızı almak istemiyorum, ama sağ aşağıda bizim sahip olduğumuz şeye benzer bir şeyin örneğini görüyorsunuz. | TED | ولا أريد تضيع وقتكم بالخوض في التفاصيل، لكن في الجهة اليمنى أسفلاً تشاهدون مثالاً عمّا توصلنا إليه. |
| Ama lütfen, kıymetli zamanınızı... bana harcamayın. | Open Subtitles | لكن رجاء لا تدعوني أخذ الكثر من وقتكم الثمين |
| Bence ikinizin de bu işe olumlu yönde bakıp zamanınızı sonsuz laneti düşünmeyerek geçirmeniz çok güzel. | Open Subtitles | أنا اعتقد ان هذا رائع كون كلاكما قادر على التركيز في الايجابيات ولا تضيعوا وقتكم في القلق من الخطيئة الأبدية |
| Tabii ki ama zamanınızı boşa harcıyorsunuz. Adamı ben öldürmedim. | Open Subtitles | بالتأكيد ، ولكن أنتِ تهدرين وقتكِ أنا لم اقتل الرجل |
| Güzel bir soru: her gün zamanınızı nasıl geçirdiğiniz konusunda ne hissediyorsunuz? | TED | انه سؤال وجيه كيف تشعر حيال كيفيية قضاءك لوقتك كل يوم؟ |
| zamanınızı gerçekleri bilmeden geçirdiniz, dünyanıza çöreklenmiş karanlıkta, amaçsızca dolanırken geçmişin izinde takılıp kalmış halde, ama şimdi aydınlığa giden yol açıklığa kavuştu ve yeni bir inanca kucak açmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | أمضيتم وقتكم فى تجاهل الحقيقةِ تَتعَثُّرون بدون هدف خلال الظلامِ المُختار على عالمِكَ بزخارف الماضي |
| Hiç zamanınızı harcamadan direkt olarak ana konuya giriyorum. | Open Subtitles | لا نريد أن نضيع وقتكم الثمين لذا فلننتقل للموضوع الرئيسي |
| Kalemleri bırakın! Şaka yaptım. zamanınızı kullanın. | Open Subtitles | ضعوا الأقلام جانبا إني أمازحكم خذوا وقتكم |
| zamanınızı boşa harcadım. Ona bunu yapamam. | Open Subtitles | لقد ضيعت وقتكم حقاً، لا يمكنني ان أفعل هذا بها |
| Sizin, hala şu oyun hakkında.. ...konuşarak zamanınızı boşa harcamanıza inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصديقكم يا رفاق و أنتم تضيّعون وقتكم بالحديث عن تلك اللعبة. |
| zamanınızı buna mı harcıyorsunuz? | Open Subtitles | حسنا، لقد قضيتم وقتكم اللعين لعمل ذلك، أليس كذلك؟ |
| Tüm zamanınızı işinize bakmak yerine bir okul sonrası dersine gelmekle harcadınız. | Open Subtitles | أنتم ضيعتم وقتكم في البحث عن صف مابعد المدرسة. |
| Yeryüzünde kalan zamanınızı nasıl yaşamak istiyorsunuz? | Open Subtitles | في وقتكم المتبقي على الأرض كيف تريدون أن تعيشوا؟ |
| Tüm zamanınızı burada geçirecekseniz malikânede oturmanın ne anlamı var ki? | Open Subtitles | ما فائدة امتلاك قصر إن كنتم تقضون وقتكم كله هنا؟ |
| Bir adamın hayatı sallantıda ve siz zamanınızı bu şekilde mi harcıyorsunuz? | Open Subtitles | حياة رجل على المِحك وهكذا كيف تقْضُون وقتكم ؟ |
| zamanınızı buna harcayın, ben de en kısa zamanda ameliyathanede bana katılmanızı sağlayayım. | Open Subtitles | اقضي وقتكِ معه، وسانظر في أمر انضمامكِ إلي في غرفة العمليات قريبا جدا. |
| Bilemiyorum. Belki de gaipten sesler duyuyorumdur. zamanınızı boşa harcadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | لا أعلم، ربّما أنا فقط أسمعُ أشياءً أنا آسفةٌ لأنّي ضيّعتُ وقتكِ |
| Yanılmışsa, zamanınızı boşa harcamak istemedi. | Open Subtitles | لقد كانت أمراً بعيد المنال، ولمْ يرد أن يهدر وقتكِ لو كان مُخطئاً. |
| Tüm o "Erkekler Venüs'ten" saçmalığı zamanınızı ve paranızı israf etmekten ibaret. | Open Subtitles | "كل هذا الهراء أن الرجال من كوكب الزهرة، تضييع لوقتك و نقودك" |
| Bana bir iyilik yapıp adres defterine bakın. Fazla zamanınızı almayacağım. | Open Subtitles | كوني لطيفة واقرأيه لي لو سمحتي ولن أستهلك من وقتك المزيد |
| Birkaç gün içinde geri geleceğine ve zamanınızı boşa harcadığımıza üzüleceğimize eminim. | Open Subtitles | أَنا متأكّدُ هي سَتَكُونُ خلفية في يومين... ونحن سَنَكُونُ آسفينَ أُهدرنَا وقتَكَ. |
| zamanınızı daha fazla almayalım. Teşekkürler. | Open Subtitles | لا نريد أن نأخذ المزيد من وقتُكَ شكراً لك |
| zamanınızı ayırdığınız için size olan borcumuzu kelimelerle anlatamayız, çok teşekkür ederiz. | Open Subtitles | والكلماتُ بأجمعها لم توفي بالدين الذي ندينهُ لكم، على صبركم ووقتكم الذي قدمتموه لنا. لذا، شكراً جزيلاً لكم. |
| Bu şekilde işleyen bir dünya hayal edebiliyor musunuz? zamanınızı iyi bir şekilde geçirmenize yardımcı olan bir dünya? | TED | لكن هل بإمكانكم تخيل عالم كامل يعمل بتلك الطريقة، يساعدكم في قضاء أوقاتكم بشكل أمثَل؟ |