| Zaman yolculuğu olayını yapabiliriz ve Zamanda geri gideriz. | Open Subtitles | يمكننا القيام بخطوة السفر عبر الزمن ونعود إلى الماضي |
| Zamanda geri gidiyoruz,.... ... sizi ve beni eşşiz yapan gizli bileşenleri inceliyoruz. | Open Subtitles | سنسافر للخلف عبر الزمن لنكشف السر عن المكونات التي تجعلني وتجعلك فريدين من نوعنا |
| Teşekkürler gelecekteki Bart, bizi uyarmak için Zamanda geri geldin. | Open Subtitles | شكراً لك يابارت المستقبلي، لسفرك عبر الزمن لتنبهنا |
| Zamanda geri gidip o anı sonsuza dek silmek isterdim. | Open Subtitles | أشعر أنني أريد العودة بالزمن للخلف لأمحو هذه اللحظة إلى الأبد |
| Zamanda geri gidecek ve Brian'ın köpeğinize yaptığını engelleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أعود بالزمن وأمنع براين من فعلها مع كلبتك مجدداً |
| Hiç kimse Zamanda geri dönme büyüsü yapmayı başaramadı. | Open Subtitles | لمْ يتمكّن أحدٌ قطّ مِنْ إلقاء تعويذة للعودة بالزمن |
| Neden olduğunu hiç bilemedim ama, bir gün Zamanda geri dönüp, | Open Subtitles | ولَم أعرف أين أو لما, يوماً ما, سأعود بالزمن إلى الوراء |
| Diğer ben, Zamanda geri gittiğimizi tahmin etmiş olmalı. | Open Subtitles | ربما أنا الاخر هو من خمّن أننا عدنا بالزمن للوراء |
| Zamanda geri gidip, geçirdiğin tüm acı ve karalık dolu saatleri daha iyileriyle değiştirebilsen nasıl olurdu? | Open Subtitles | -وماذا لو أمكنكَ أن تعود بالزمن وتغيّر الساعات المؤلمة والقاتمة تلك.. وتستبدلهم بشيء أفضل ؟ |
| Şimdi bu adamın kel versiyonu Zamanda geri gidip o herifin suratına tekmeyi basmak istiyor. | Open Subtitles | يود لو رجع بالزمن إلى الوراء ويضرب ذلك الرجل في وجهه |
| Yani, katmandan katmana inecek olursak eğer bir anlamda, Zamanda geri gitmiş oluruz. | Open Subtitles | إذاً عندما تنزل من طبقة إلى طبقة، فإنك تنتقل في الواقع عبر الزمن إلى الوراء. |
| Zamanda geri gönderildi, çocukluğundaki gibi Usta'nın zihnine nakledildi. | Open Subtitles | إنتقلت عبر الزمن وزرعت في عقل المعلم كطفل |
| Biz bu ilk belirsiz adımlardaki fikirden yola çıkarak ve Zamanda geri giderek | Open Subtitles | نحصل على فكرة عن تلك الخطوات المبدئية الأولى عن طريق السفر إلى الوراء عبر الزمن |
| Ward, tarihi değiştirme görevi için Zamanda geri gönderildi. | Open Subtitles | وورد تم إرساله عبر الزمن إلى هنا في مهمة لتغيير التاريخ |
| Geleceğe dair bilgi Zamanda geri getirilebilir. | Open Subtitles | المعلومات حول إمكانية سفر المستقبل إلى الوراء عبر الزمن. |
| Tetikleme noktasını bilsek bile Zamanda geri gidip düzeltecek kimse yok. | Open Subtitles | حتى وإن عرفنا نقطة التحفيز، لا يوجد من يمكنه العودة بالزمن وإصلاحه. |
| Zamanda geri gidebilsem yaptığım şeyi asla yapmazdım. | Open Subtitles | .بالطبع لو امكنني العودة بالزمن ما كنت لأفعل هذا |
| Ama eğer bana yüzüğünü ödünç verirsen, Zamanda geri gidip onu kurtarabilirim. | Open Subtitles | لكن إذا أعرتني خاتمك ، فأنا أعتقد أنني بذالك أستطيع أن أعود بالزمن و أنقذها |
| Keşke Zamanda geri gidip, o tombul küçük yanakları sıkarken sana hiç bir şeyin yola girmeyeceğini söyleseydim. | Open Subtitles | تمنيت أنْ أعود بالزمن وأقرص تلك الخدود الصغيرة الممتلئة وأخبرك بأنّ لاشيء سيكون بخير |
| Hiç kimse Zamanda geri dönme büyüsü yapmayı başaramadı. | Open Subtitles | لمْ يتمكّن أحدٌ قطّ مِنْ إلقاء تعويذة للعودة بالزمن |
| Sonra bu oğul Zamanda geri dönerek dünyanın tarihini değiştirebilir. | Open Subtitles | ثمّ يرجع الإبن بالزمن إلى الوراء وتأريخ تغييرات العالمي. |
| Balayına çıkıyorlar ve sonra kazara Zamanda geri gidiyorlar Varşova gettosuna. | Open Subtitles | حيث يذهبون في رحلة شهر عسلهم ثم عن طريق الخطأ يعودون بالزمن للوراء يفترض انه فيلم ممتع حقا |
| Yani, Zamanda geri gidebilirsin. | Open Subtitles | أقصد ، أنك تستطيع أن تعود بالزمن |
| Senin Bobby Fischer gibi satranç oynamanı ve Sheldon'ın yerine oturulmasını sorun etmemesini düşününce birinin Zamanda geri gidip bir böceği ezerek insanlık tarihini değiştirdiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | بين لعِبك الشطرنج كـــ "بوبي فيشر" و ، شيلدون" لا يمانع لجلوسك في بقعته" أعتقد أن شخصاً ما رجع بالزمن ودهس حشرة وغير مجرى الأحداث |