Ve böylece, zengin dünyada elektrikle harika bir durumdayız | TED | ولذا، نحن في أوضاع رائعة مع الكهرباء في العالم الغني. |
Puf! zengin dünyada, bir nesil önce milyonlarcamızı tehdit eden hastalıklar neredeyse ortadan kaybolmuş durumda. | TED | في العالم الغني , الأمراض التي هددت الملايين منا منذ قرن مضى تقريباً , ليست موجودة الآن. |
zengin dünyada her gün yeni yetenekler ve aletler ortaya çıkarıyoruz -- her şey elimizin altında -- burada hayal bile edemeyeceğim yollarla hastalıkları hedef almak oldukça mümkün. | TED | كل يوم في العالم الغني نقوم بإحضار مؤهلات وأدوات مذهلة كل شيء في متناولنا لكي نستهدف أمراض بطرق لم أكن أتخيل أنها ستكون ممكنة. |
Aslında, IPCC raporları, ve zengin dünyada birçok insan bu IPCC ye bakıyor hadi diyelim bu çok da önemli değil. | TED | في الواقع، تقرير وقاية النباتات IPPC، أن ذلك ليس بالضرورة الحالة الأسوأ، وهناك أناس في العالم الغني الذي نظروا ل IPPC وقالوا، حسناً، ليست هذه القضية الأكبر. |