| Zephyr şu New Orleans'ta yaşayan zengin tüccarın yelkenlisiydi. | Open Subtitles | و زفير كان سفينة مجز يملكها هذا الأثرياء... ... تاجر فرنسي، عاش في نيو اورليانز. |
| Zephyr eğlenceleri harika oluyor. | Open Subtitles | أطراف زفير عظيمة. |
| Dün Skip ve diğer herkes Zephyr'deydik sen çalışırken. | Open Subtitles | نحن كنا فوق في دكان الزفير أمس مع القفزة وكل شخص عندما أنت كنت في العمل. |
| Her zamanki gibi çok soğuksun, Zephyr Sensei. | Open Subtitles | كعادتك مدربى زيفاير. |
| Ayrıca, Zephyr yüksek irtifa ile başa çıkabilir ama bunun için tasarlanmadı. | Open Subtitles | زيادة على ذلك، طائرة النسيم العليل تستطيع تحمل الإرتفاع العالي |
| Hesabıma göre, Zephyr Operasyonu metinlerinin iki bin sayfasını okudunuz bile. | Open Subtitles | بحسب ظني , لقد قرأت الفين صفحة من نص عملية زيفير |
| Bununla birlikte, üstlerim Zephyr cihazını ele geçirmek için yaptığınız işten fazlasıyla etkilenmiş durumdalar. | Open Subtitles | رغم ذلك رؤسـائي مـنبهريـن بالعمـل الرائـع "لإستعادة جهاز "الدبور |
| Sizi de Zephyr Operasyonu'na dahil ediyorum. | Open Subtitles | سوف أتحدث عن العملية - زافير |
| Şurada, "Zephyr" yazısının yanında. | Open Subtitles | هناك، بجانب زفير. |
| Bence Zephyr'i bulduk. | Open Subtitles | أعتقد أننا وجدنا زفير |
| Demek bu kızlar buraya geliyorlar adamlarımızı soymak için onları baştan çıkarıyorlar Zephyr'i bir polis gibi giydirip onu buradan çıkartıyorlar. | Open Subtitles | هذة الفتيات قد أتين إلى هنا وقاموا بإغراء رجالنا وأخذ الملابس الكافية لكي يلبسوها لـ ( زفير) ويخرجونه من هنا |
| Ama Zephyr'le birlikte çalışıyorsa bu davayı polise teslim ederiz. | Open Subtitles | ولكن أن كانت تعمل مع (زفير) سنعمل على تحويل هذة القضية إلى الشرطة |
| Zephyr'in bilinen son 20 mekanı elimizde. Gidelim. | Open Subtitles | وحصلتُ على آخر 20 مكاناً لتواجد (زفير) هيا بنا |
| Evet, ben Skip Engblom Ve bu da Zephyr Kay kay Takımı. | Open Subtitles | نعم، هذه قفزة اينجبلوم وفريق لوحة تزلج الزفير. |
| Sırada Zephyr Kay kay için yarışan Jay Adams var. | Open Subtitles | قادم فوق، جاي أدامز، ركوب للوحات تزلج الزفير. |
| Zephyr gemisinden kaptan William D. Stanaforth konuşuyor. | Open Subtitles | هنا القائد (وليام د. ستانافورث) هنا على متن سفينة "زيفاير". |
| Zephyr gemisinden kaptan Stanaforth konuşuyor. | Open Subtitles | هنا القائد (ستانافورث) على متن "زيفاير". |
| Ama sonra Zephyr'i kendi yolumla durdurmak için Quinjeti alacağım. | Open Subtitles | لكن عندها سآخد الكوينجت، ﻷقطع الطريق عن النسيم العليل... بمفردي |
| Quinjet, Zephyr ile bağlantısını kesip atmosfer dışına çıkıncaya kadar yukarı uçacak. | Open Subtitles | الكوينجت ستنفصل عن طائرة النسيم العليل ثم تحلق للأعلى حتى تغادر طبقة الأتموسفير |
| Coulson Zephyr One'a komuta etmemi isterdi. | Open Subtitles | كان يريد "كولسون" أن أقود فريق زيفير وان |
| Bu da demektir ki Zephyr içerideki başka birisinde. | Open Subtitles | "ذلك يعني أن شخص ما هنا لديـه "الدبور |
| Şu Zephyr denen adamın eli kesilmiş. | Open Subtitles | جثة (زافير) تفتقد يدهُ |
| Zephyr'den gelen mekik az önce iniş için izin istedi. | Open Subtitles | مركبة من (الزافير) تطلب الإذن لدخول منطقة الهبوط |