| Fakat ya hayat sadece zevkten daha basit değilse? | TED | و لكن ماذا لو كان في الحياة ماهو أكثر من المتعة فقط؟ |
| Onu bu zevkten mahrum etmeni anlayışla karşılayacaktır. | Open Subtitles | إنى واثق أنه سيفهمك من حرمانه من تلك المتعة. |
| Her akşam bu küçük kız... onu zevkten inleten esmer tenli... bu adama koşuyor. | Open Subtitles | كل مساء تأتي الصغيرة لتلقى المتعة مما يجعل الواحدة تصرخ من هذا الرجل الداكن |
| Bu zevkten beni mahrum etmeyin. | Open Subtitles | أن تقوم بذلك لابنتها لا يمكنك حرماني من هذه البهجة |
| Doruk noktasına ulaştığımızda, öleceksin...zevkten. | Open Subtitles | عندما تصل الموسيقى للذروه سوف تموتين من المتعه |
| Bence siz, zevkten başka hiçbir şey arzulamıyorsunuz. | Open Subtitles | اعتقد بأنك لاترغبين تقريبا بأي شيء آخر سوى المتعة |
| Sesini kullanmadan önce kendini bu zevkten niye mahrum ediyorsun anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لماذا تظن أنه عليك أن تحرم نفسك من المتعة قبل أن تقوم بالآداء |
| Çoktan suçlandığımız zevkten kendimizi neden mahrum bırakalım? | Open Subtitles | لما نمنع أنفسنا من المتعة التي أتهمنا بها مسبقاً ؟ |
| Bana kendini, bir gecelik zevkten öte teslim ettiğinde bu sana özgürlüğünü kazandırabilir. | Open Subtitles | عندما تمنحينّي لربما ليلة واحدة من المتعة قد تحصليّن علّى حريتك بالمقابل |
| Ama sizinle, iş her zaman zevkten önce gelir, bütün çamaşırlarını yıka, tertemiz yıkan, bütün tamiratları yap, ve sonra, ancak o zaman oturup güzel bir kitapla saatlerini geçir... | Open Subtitles | لكن معك العمل قبل المتعة ،معظم الوقت عليك ان تقوم بغسل اشياؤك الشخصية اجعل من نفسك مفيد قم بجميع الاصلاحات التي في طريقك وعندها ، عندها فقط |
| Ama bu basit zevkten bile mahrum kaldım. | Open Subtitles | ولكني حُرمت حتى هذه المتعة البسيطة |
| Hayır, zevkten önce işi yeğlerim. | Open Subtitles | أنا فقط أحب القيام بالعمل قبل المتعة |
| Ancak bu odadaki biri onu bu zevkten mahrum etti. | Open Subtitles | ...ورغم ذلك وهناك شخص فى هذه الحجرة , ...ينكر عليه هذه المتعة ,.. |
| Seni o zevkten mahrum bırakmak istemem. | Open Subtitles | أنا لا أريد أخذ هذه المتعة منكِ |
| Düşünsene zevkten dört köşe oluyorsun? | Open Subtitles | هل يمكنك التصور الثمالة من المتعة ؟ |
| Mona Moore, seni zevkten kudurtacak. | Open Subtitles | يالا مكان اعطائك المزيد من المتعة |
| Hiçbir medeni insan zevkten pişman olmaz. | Open Subtitles | لا يوجد رجل متحضر يندم على المتعة |
| En azından o zevkten kurtarılmışım. | Open Subtitles | على الأقل تم توفير هذه المتعة لي. |
| Ya da seni bu zevkten mahrum bırakıp onu kendim mi öldürsem? | Open Subtitles | أو أحرمك مِن البهجة التي تنشدها وأقتله بنفسي؟ |
| Biliyorum ki siz beyler zevkten dört köşesiniz | Open Subtitles | اعرف يا رجال انكم اتيتم الى هنا تاركين المتعه ورائكم |