| Şimdi konsantre ol ve bunu zihnimin arkasına yansıt. | Open Subtitles | و الآن ركّزي و سلّطي ذلك الشكل إلى خلف ذهني |
| O zamanlar zihnimin etrafında dönen birçok riyakarlık vardı. | Open Subtitles | هناك الكثير من النفاق في ذهني في ذلك الوقت. |
| Denklemi, zihnimin derinliklerinden çağırmak durumundayım. | Open Subtitles | لا بدّ لي من استدعاء المعادلة من أعماق ذهني |
| Kendi zihnimin beni sözcüklerle ifade edilemeyecek biçimde üzmesini anlayamıyorum. | Open Subtitles | "عدم فهمي لعقلي يزعجني على نحوٍ لا يمكن للكلام وصفه!" |
| İnatçılığınızı alkışlıyorum, Dr. Barnes ama zihnimin en ücra köşelerini taradım ve ne sizden ne de kendimden hiçbir şey saklamıyorum. | Open Subtitles | حسنٌ ، إني أثني على (مثابرتكِ دكتورة (بارنز ولكني بحثت في الزوايا البعيدة لعقلي ولم أجد أي شيء مُخبأ عنكِ أو عن نفسي |
| Çünkü eğer seninle bu konuşmayı yapıyorsam, bu, zihnimin hala çalıştığı anlamına gelir. | Open Subtitles | لأنه هذه المحادثة معك تعني أن ذهني لا يزال يعمل |
| zihnimin sükunet bulduğu tek yer burası. | Open Subtitles | هذا هو المكان الوحيد الذي يرتاح فيه ذهني |
| Ve nasıl oluyorsa, zihnimin arka planlarında o ince tuhaf ses bana, ajansın sana karşı açık olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | و بطريقة ما في ذهني اسمع ذلك الصوت الغريب يهمس لي انهم ليسوا صريحين معك |
| zihnimin her zamankinden çok açık olmasını istiyorum. | Open Subtitles | "أريد أن أحضى بصفاء ذهني أكثر من أي وقت مضى، |
| zihnimin derinliklerinde hatırlamam gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء مدفون في ذهني يجب أن أتذكره |
| İşe konsantre olabilmek için zihnimin berrak kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أصفي ذهني للعمل |
| Ama sonra onu, zihnimin içinde duydum. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك سمعتُها... في ذهني. |