| Benzer bir hikâye de, eyalet meclisi, mahkûmlar ve eşleri arasındaki eş ziyaretlerini yasaklayan bir kanunu kabul ettiler. | Open Subtitles | على صعيدٍ آخر, قام المجلس التشريعي بتمرير مشروع يحظر الزيارات الزوجية مابين السجناء وزوجاتهم. |
| Eyalet sadece eş ziyaretlerini yasakladığına göre, suni tohumlama uygulamasının kısıtlanmasını mantıklı bulmuyoruz. | Open Subtitles | بما أنَ للولايَة الحَق في إلغاء الزيارات الزوجية لا نرى التقييد على التلقيح الصناعي على أنهُ غير منطقي |
| Bu yasa tüm mahkûm ve mahkûm eşleri arasındaki eş ziyaretlerini ortadan kaldıracak... | Open Subtitles | هذا القرار سيمنع جميع الزيارات الزوجية مابين السجناء وزوجاتهم. -اغرب من هنا. |
| Tasalanma. Gidiyorum. Senin küçük ziyaretlerini sevmediğimizden değil. | Open Subtitles | ـ ليس هذا لأننا لا نحب زياراتك ـ أنت مجرد مخبول ، لا يمكنني الأستمرار |
| Rahip ve eşi haftalık ziyaretlerini yapıyorlar. | Open Subtitles | الوزير وحرمه في زيارتهم الاسبوعية |
| Kız arkadaşın bu gece ziyaretlerini biliyor mu? | Open Subtitles | أتعرف صديقتك بأمر هذه الزيارات الليلية؟ |
| Kız arkadaşın bu gece ziyaretlerini biliyor mu? | Open Subtitles | أتعرف صديقتك بأمر هذه الزيارات الليلية؟ |
| Bu da radyoloji ziyaretlerini açıklıyor. | Open Subtitles | -وهذا يفسّر كلّ الزيارات لقسم الأشعّة |
| Bu da radyoloji ziyaretlerini açıklıyor. | Open Subtitles | -وهذا يفسّر كلّ الزيارات لقسم الأشعّة |
| Böylece Sara'nın hapishane'de eş ziyaretlerini sevip sevmediğini öğreniriz. | Open Subtitles | عندها سنرى إذا كانت (سارة) تفضّل الزيارات الزوجيّة |
| Öyle düşünmenden memnundu, ama ziyaretlerini korkuyla bekleyen oydu. | Open Subtitles | كان سعيداً بأنك تظنين ذلك لكنه كان من يكره زياراتك |
| Küçük ziyaretlerini seviyorum. | Open Subtitles | أحب زياراتك الصغيرة |