| Bu gezegende sahip olduğumuz hızla, hiç de zor olmadı. | Open Subtitles | حسنا، مع السرعة التي لدينا على هذا الكوكب، لم يكن صعباً | 
| zor olmadı. Senin de bildiğin gibi, cinnet yerçekimi gibidir. | Open Subtitles | هذا لم يكن صعباً فالجنون كما تعرف، مثل الجاذبية | 
| O yüzden onu doğru yere yönlendirmek çok zor olmadı. | Open Subtitles | لذلكـ لم يكن من الصعب أن أضعهُ على المسارِ الصحيح | 
| O kadar da zor olmadı. Bunu elde etmek birkaç yıl aldı ve animasyonlar yaptık. | TED | ولم يكن بالغ الصعوبة. لقد قضى فيه بعض الأشخاص سنوات، وقد أنتجنا بعض الرسوم المتحركة | 
| - Tara. Aranızda yeni. Anlamak zor olmadı. | Open Subtitles | إنها الجديدة من بينكم , لم يكن صعبا أن نكتشف الأمر جلوري سوف تجدها | 
| Patane'nin aptal kibrini pohpohlayarak... onu evime çağırmak ve... oturma odamızın yeniden dizaynı hakkında uzman fıkrini almak hiç de zor olmadı. | Open Subtitles | بسبب غرور باتاني وتكبره السخيف كان من السهل استدراجه إلى بيتي بحجة طلب مشورته | 
| Bu zamanlarda gelgit az oluyor o yüzden zor olmadı. | Open Subtitles | المدّ منخفض في هذا الوقت، لذا ليس من الصعب عبوره. | 
| zor olmadı. Aslında tüm yönlere uçabilme kapasitesi var. | Open Subtitles | لم يكن صعباً كان بإمكانها الطيران في كل الإتجاهات | 
| Bana verdiğin fotoğraftan olayı anlamak zor olmadı. | Open Subtitles | لم يكن صعباً جداً ان اكتشف من الصورة التي اعطيتني اياها | 
| Sonrasında parçaları birleştirmek zor olmadı. | Open Subtitles | بعدها، لم يكن صعباً ترتيبُ قطع الأحجية معاً. | 
| Lavaboda iki tane çay fincanı vardı yeni parfüm almışsın, geç saate kadar kalmalar, yakayı almışsın falan ne olduğunu çözmek o kadar da zor olmadı. | Open Subtitles | فنجانا شاي في المغسلة، عطرٌ جديد، سهرات، كنزاتٌ لها قبّاتٌ مفتوحة، لم يكن صعباً ربط الأدلّة. | 
| Samantha sayesinde zor olmadı. | Open Subtitles | لم يكن صعباً , " سامانثا " توافيني بما فاتني | 
| İşbirliğin için teşekkürler. Bu çok zor olmadı. | Open Subtitles | شكراً على تعاونك لم يكن صعباً للغاية | 
| Seni bulmak zor olmadı, hele boynunda yağlı urgan varken. | Open Subtitles | لم يكن من الصعب العثور عليك كنت واقفاً أمام البلدة بأكملها وبحبل حول عنقك | 
| Onu inandırmak hiç zor olmadı. | Open Subtitles | لم يكن من الصعب التلاعب بها لا أمل إذا اكتشت الأمر | 
| zor olmadı çünkü Rusty kavgalı olduklarını bile fark etmemişti. | Open Subtitles | لقد كان بهذه الصعوبة لان رستي لم يكن يعلم حتى انهم في عراك | 
| Yere birkaç tane mısır patlağı attım. O kadar da zor olmadı yani. | Open Subtitles | لقد قذفت الفُشار على الأرض فحسب لم يكن الأمر بتلك الصعوبة | 
| Şuradaki taşlarda da ucunu sivrilttim. zor olmadı. | Open Subtitles | وسنه على تلك الصخور التى هناك لم يكن صعبا | 
| Bu koridora geldikten sonra bulması zor olmadı. | Open Subtitles | كان من السهل جداً معرفتها بمجرّد أن دخلنا هذا الرواق | 
| Yardımıma ihtiyacı olan çaresiz bir piliç bulmak... o kadar da zor olmadı. | Open Subtitles | انه ليس من الصعب ان تجد بنت يائسه احتاجت مساعدتي | 
| Mozzie nota kağıdını buldu. Sonrası da zor olmadı. | Open Subtitles | (موزي) وجد أوراق موسيقية لم يكن الأمر صعبا من بعدها | 
| Bu büyük bir cam ofis. Bulmam zor olmadı. | Open Subtitles | حسناً، أنه مكتب كبير من الزجاج لم يكن الأمر صعباً | 
| Hiç de zor olmadı. | Open Subtitles | أنه ليس صعب جدا | 
| Bu sefer yakaladım onu. Hiç de zor olmadı. | Open Subtitles | هذه المرة أمسكتها في الواقع لم يكن ذلك صعباً على الإطلاق | 
| Anlamak zor olmadı. Herşeyden önce bu benim işim. | Open Subtitles | لم يكن صعب علي معرفة ذالك هذا عملي على أية حال | 
| Ya yeni kameralar ya da iki yeni hemşire almayı seçecektik. Karar zor olmadı. | Open Subtitles | كان لدينا أن نختار إما تركيب كاميرات جديدة أو توظيف ممرضتين جديدتين, الاختيار لم يكن صعبًا | 
| Yeniden yol bulmak zor olmadı. | Open Subtitles | و من السهل جدًا القيام بذلك مجددًا |