| Beni tanımıyorsun, bana inanmak zorunda da değilsin, ama bugün oradaki gerçek ben değildim. | Open Subtitles | اسمع يارجل , أنت لا تعرفنى و ليس من الضروري أن تَصدقُني لكننى لم أكن على طبيعنى اليوم |
| Ama emin değilsen Carl'la evlenmek zorunda da değilsin. | Open Subtitles | لَكنَّك ليس من الضروري أن تَتزوّجُ كارل إذا أنت لَسْتَ متأكّدَ. |
| -O halde bitkileri sulamak zorunda da kalmayız.-Kesinlikle. | Open Subtitles | ثمّ ليس من الضروري أن نَسْبقهم بالضبط |
| Onu öldürmek zorunda da değildim, korkmuş da değildim onu öylece öldürdüm. | Open Subtitles | لم اكن مضطرا ان اقتله فلم اكن خائفا او انا فقط قتلتة |
| Konuşmak zorunda da değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا مضطرين للتحدث عنه |
| Okumak zorunda da değilsiniz. | Open Subtitles | أنت ليس من الضروري أن تَقْرأُهم. |
| Yemek zorunda da değilsin. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تأكليه. |
| Bana göre onun her şeyi öğrenmesini istiyorsun böylelikle bu yükü taşımak zorunda da kalmayacaksın. | Open Subtitles | من وجهة نظري اعتقد انك كنت تريدها ان تعرف كل شيء لئلا تكون مضطرا ان تحمل عبء اخفاء الاسرار |
| Artık "kahrolası" demek zorunda da değiliz. | Open Subtitles | لسنا مضطرين للتحدث بلباقة |