| Merak etme Apu. Bir gün gerçekten seveceğin biriyle tanışacaksın. | Open Subtitles | لا تقلق يا (آبو)، يوماً ما ستقابل امرأة ما وتحبها |
| Apu piyangoyu vuruyor. Benimse bu işe yaramaz tekli doğumlarım var. | Open Subtitles | (آبو) حالفه الحظ وأنا عالق مع هؤلاء الأبناء الفرديين عديمي الفائدة |
| Apu, bana yüz tane piyango bileti ver, çünkü Bay X iş başında. | Open Subtitles | أعطني مائة بطاقة يانصيب يا (آبو) لأن (مستر إكس) يشعر أن الحظ يحالفه |
| Ben Abu Şeyh'inin mağduru olduğu tarihteki en büyük mücevher soygunu | Open Subtitles | الشاه بن آبو كان ضحية أكبر سرقة مجوهرات في التاريخ |
| Peki Abu'nun söylemek istediği başka bir şey var mı? | Open Subtitles | و هل لدى آبو أى شئ آخر ليقوله ؟ |
| Az önce Apo'yla konuştum ve... | Open Subtitles | ..لقد تكلمت للتو مع آبو وهو يقول |
| Apo'ya operasyon düzenleneceği haberini kimin verdiğinde kalmıştı. | Open Subtitles | ، كنت على وشك الإفصاح عن مـَن أبلغ (آبو) بأمر العمليـّة |
| Apu, tüm internette saf Sungazer sesi olan tek adam sensin. | Open Subtitles | آبو)، أنت الرجل الوحيد على الأنترنت الذي يملك صوت "سانغيزر" عذب |
| Apu ghatta aldığı zamandan beri istiyor. | Open Subtitles | "آبو) كان يطلب "كاتشيري) منذ أن أكلها في "القهات" منذ عدة أيام |
| The Pandeys, Ramlila gösterisine gittiler. Apu'yu da götürmeyecek misin? | Open Subtitles | آل باندي ذهبوا لشعائر الراميلا أيمكنك أخذ (آبو) معك؟ |
| Yapılacak işler var. Apu'nun yatağını yapmam lazım. | Open Subtitles | لدي عمل يجب إنجازه (عليَ إعداد فراش (آبو |
| Apu, yarın benimle gel. Bir rahip olarak neler yapman gerektiğini öğrenebilirsin. | Open Subtitles | آبو) تعال معي غداً) ستتعلم ما عليك فعله كـكاهن |
| Sevgili Apu, neden düzenli olarak yazmıyorsun? | Open Subtitles | (عزيزي (آبو لماذا لم تعد ترسل لي بإنتظام؟ |
| Hey, sakin ol, Abu. Bizi ısırmayacaktır. | Open Subtitles | خذ الموضوع ببساطه يا آبو هو لن يعضك |
| Mükemmel zamanlama, Abu, her zamanki gibi. | Open Subtitles | الوقت المناسب يا آبو... كالمعتاد |
| - Tek dostum sensin, Abu... - Kim..? | Open Subtitles | أنت صديقى الوحيد يا آبو ♪ من؟ |
| İyi bak, Abu. | Open Subtitles | أنظر لهذا يا آبو |
| Bir gün, Abu, her şey değişecek. | Open Subtitles | يوم ما يا آبو... سوف تتغير أشياء |
| Apo'ya haber veren, Reis-i Cumhur değilmiş. | Open Subtitles | الشخص الذي قام بإبلاغي بـ(آبو) لم يكن رئيساً |
| Apo'ya açtığı telefon bile var o dosyanın içinde. | Open Subtitles | حتـّى أنـّه إتـّصل بـ(آبو) وأخبره ! بالأمر ولدي ملف يـُثبت ذلك |
| Yani hem benimle operasyon yapacak, hem de Apo'ya haber verecek. | Open Subtitles | ، يقوم بالتخطيط لعمليّـة معي وبعد ذلك يـُخبر بها (آبو)؟ |
| - Sonuçta bu işi gönüllü yapıyoruz. - Haklısın, Pu. | Open Subtitles | فنحن مجرد متطوعين هذا صحيح يا آبو |
| Herhangi bir IHOP'a girip zenci kadınların kavga ettiğini görebileceğin hiç oturmadığı hâlde Ubu'nun iyi bir köpek sayıldığı bir ülke. | Open Subtitles | بلد حيث أنت يمكنك أن تمشي إلى أي مكان دولي للفطائر وترى النساء السود يتقاتلن وحيث آبو أعتبر كلب جيد |