"آثم" - Translation from Arabic to Turkish

• günahkâr
• Kafir
• günahkarım
• günahkârım
• GÜNAHSIZIM
• günah
• günahkârsın
• günahkarsın
• günahkardır

Tanrı, "babası bir günahkâr, mutlu olmaması gerek" mi dedi?
هل قال الرب بأن أباه آثم وليس مقدر له السعادة؟

Sahtekârlık çemberinde Dante, çemberin en sıcak alevlerinde yanan gizemli bir günahkâr ile sohbet eder.
وفي دائرة الاحتيال، يتحدث دانتي مع آثم غامض يحترق في أشد نيران الدائرة اشتعالًا.

- Kafir!
آثم!

Ben titiz, bir aşığım ve bir günahkarım.
أنا أحسن الإختيار أنا كثير التبسم أنا عاشق و أنا آثم

- Öylesin. günahkârım Lordum! Hem de şimdiye kadar gördüğünüz en büyük günahkâr!
أنا آثم، يا مولاي أنا آثم بقدر كبير لن تشهده قط

BEN GÜNAHSIZIM
أنا لم آثم أبداً

Bir günahkârın ruhu sonsuz ateşte yanar günah çıkarıp kalpten tövbe etmezse.
وروح آثم الموبقات تخلد في جهنم ما لم يعترف ويتوب توبة نصوحة

O günahkâr ve kâfirdi, ve muhtemelen cehennemde kızarıyordur, ama yine de senin arkadaşındı.
كان آثم, ويستخدم ألفاظ بذيئه وربما هو الآن , يتعفن بالنار ولكنه بالأخير, صديقك.

Tövbe etmiş bir günahkâr ışığı gördü ve hakiki olan tek Tanrı ile ciddiyetle konuştu.
ولقد رأي آثم تائب النور وتحدث بجدية إلي الإلة الحقيقة الوحيد

Evet! Ben bir günahkarım! Ne kadar yüce gönüllüsün.
نعم، نعم أنا آثم أوه، كبيرة عليك لتقول هذا -

Tanrı onu aldı çünkü ben bir günahkârım.
أخذه الرب لأنني آثم

Yardıma ihtiyacım var. Ben günahkârım.
أحتاج مساعدةً، فأنا آثم

Sen bir günahkârsın. Kes sesini!
أنت آثم.

Anthony Dod Mantle, sen bir günahkarsın senin yerin cehennem.
آنطوني جون مانتل" أنت آثم" مكانك بالجحيم

İnsan günahkardır. Yaratıcısına karşı isyankardır.
الإنسان آثم بطبعه الإنسان يتمرد على خالقه