| Bu koduğumun soğuğundan başka beni öldürecek bir şey çıkmasını umuyordum. | Open Subtitles | فقط كنت أتمنى وجود شئ آخر غير هذا البلد كى يقتلنى |
| Ve, eğer sana ihtiyaçları olursa başka hiçbir yerde de olamazsın. | Open Subtitles | لكن ، إذا إحتاجوا إليك يوماً ، فلا يوجد . مكان آخر غير هذا ترغبين بأن تكوني فيه |
| Hızlı bir soru soracağım. Onları başka bir yerde hiç gördün mü? | Open Subtitles | معظم النساء من طاقم العمل تعمل بقاعة الطعام هل رأيتهم في مكانٍ آخر غير هذا ؟ |
| Gerçek şu ki, Savıc Yardımcısı ön duruşmada erteleme talep etti, ...bu durum, bu tanıktan başka hiçbir kanıtları bulunmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | حقيقة أن مساعد المدعي العام يطالب بتأخير الجلسات التمهيدية يوضح انه لا يملك دليلاً آخر غير هذا الشاهد الوحيد |
| - başka hiçbir yere kabul edilmeyiz. | Open Subtitles | لن يأخذنا إلى مكان آخر غير هذا |
| Gidecek başka bir yer düşünemedim. | Open Subtitles | ولم أفكر في مكان آخر غير هذا لأذهب إليه |
| - başka bir iş yapmayı düşündün mü hiç? | Open Subtitles | هل رغبتي بفعل شـيء آخر غير هذا |
| başka bi yer yok di mi burda | Open Subtitles | ألا يوجد مكان آخر غير هذا هنا؟ لا |
| Ben de başka yerde olmayı tercih ederdim. | Open Subtitles | أننيّ أفضل أن أكونّ في مكان آخر غير هذا |
| Sanki burada olmanın başka bir nedeni varmış gibi. | Open Subtitles | كما لو كان هناك أيّ سبب آخر غير هذا. |
| Belki de başka bir yere gitmeliyiz. | Open Subtitles | إذًا، دعنا نذهب لمكان آخر غير هذا. |
| Bu bekleyişin başka bir versiyonu yok! | Open Subtitles | ليس عندنا حل آخر غير هذا. |