| sonunda düşündüm ki, biliyor musunuz? | Open Subtitles | خصوصًا، من قبل الطالبة ذات الملابس السيئة و آخيرًا فكرت، أتعلمون؟ |
| Onun için inşa ettiklerimizi sonunda gösterebilirsin, şarkıyı söylersin. | Open Subtitles | يمكنك آخيرًا أن تطلعها على كل الأشياء التي بنيناها لها و تغني لها الأغاني |
| Tabii ki sonunda yola geldi. Ve tekrar mirasta hak sahibi oldum. | Open Subtitles | بالطبع، آتى إلي آخيرًا و عندها عُدت بإرادتي. |
| sonunda çocuğunu görme fırsatın oldu. | Open Subtitles | تواتيكِ الفرصة آخيرًا لرؤية طفلك |
| sonunda çocuğunu görme fırsatın oldu. | Open Subtitles | تواتيكِ الفرصة آخيرًا لرؤية طفلك |
| Yetiştik. sonunda evimize dönüyoruz. | Open Subtitles | لقد نجحنا، آخيرًا سنعود للديار |
| sonunda bittiğini zannetmiştim. | Open Subtitles | يا إلهي، خِلت إن كل شيء انتهى آخيرًا |
| sonunda biraz huzur. | Open Subtitles | آخيرًا حصلنا على القليل من الهدوء |
| Sanırım sonunda bu twitterlama işini anlamaya başladım. | Open Subtitles | أظنني فهمت موضوع التغريد آخيرًا |
| Belki de bugün o serseri sonunda hak ettiğini aldı. | Open Subtitles | ربما اليوم نال ذلك الوقت جزاءة آخيرًا |
| sonunda yalnız kalabildik. | Open Subtitles | آخيرًا نحن وحيدين |
| sonunda bulduk! | Open Subtitles | لقد وجدناها آخيرًا. |
| Ama sonunda bir arkadaşım olmuştu. | Open Subtitles | "لكنني آخيرًا كونت صداقتي الأولى" |
| Belki sonunda onunla konuşabilirsin Hank. | Open Subtitles | (ربما يمكنك و آخيرًا الحديثُ معها، (هانك |
| Valcík ve grubu Gümüş A sayesinde sonunda Londra'yla yeniden iletişim kurabildik. | Open Subtitles | بفضل (فالشيك) و مجموعته "سيلفر أ" أعدنا الإتصالات آخيرًا مع "لندن". |
| Oh, evet! Hey. sonunda otobüs geldi. | Open Subtitles | أجل! آخيرًا قد وصلت الحافلة |
| Teşekkür ederim Lacey. sonunda. | Open Subtitles | شكرًا لكِ يا (لاسي)، آخيرًا. |
| Haydi be, sonunda. | Open Subtitles | اللعنة، آخيرًا |