| Bu arada, şu gazeteciden bir telefon aldım, Adam Towers'dan. | Open Subtitles | بالمناسبة تلقيت اتصالاً من ذلك الصحفي (آدم تاورز) |
| Adam Towers öldüğü için memnunum. Ve sen de memnun olmalısın. | Open Subtitles | أنا مسرورة لأن (آدم تاورز) ميت و يجب أن تكون مسروراً أنت أيضاً |
| Adam Towers'ın Denise'den başka bir sevgilisi varmış. | Open Subtitles | إن (آدم تاورز) لديه صديقة بالإضافة إلى (دينيس) |
| Yani eski eşiniz ve özel hastanız Adam Towers'la yatıyordu. Sadece bir tesadüf, değil mi? | Open Subtitles | إذاً فإن زوجتك السابقة و مريضتك الخاصة كانتا تعبثان مع (آدم تاورز) ألا يبدو هذا مصادفة ؟ |
| Bak Michael, Adam Towers eski karını beceriyordu ve aynısını kariyerine de yapmak üzereydi. | Open Subtitles | إسمع يا (مايكل) كان (آدم تاورز) يمارس الجنس مع زوجتك السابقة و كان على وشك أن يدمر عملك لذلك علي أن أسأل |
| Peki, Adam Towers. Görünüşe bakılırsa araştırması kayıp. | Open Subtitles | إذاً يبدو أن كل أبحاث (آدم تاورز) و دفاتر ملاحظاته و أشرطته |
| Denise, Adam Towers'ı öldürerek başardığım herşeyi mahvedecekti. | Open Subtitles | كانت (دينيس) ستفسد كل شيء تم تحقيقه بقتل (آدم تاورز) |
| Adam Towers öldürüldüğünde ne hakkında yazdığını sanıyorsun? | Open Subtitles | ما الذي تعتقد أن (آدم تاورز) كان يكتب عنه عندما قتل ؟ |
| Sanıyorum Adam Towers'ın öldürüldüğünü biliyorsun. | Open Subtitles | أفترض أنك تعرف أن (آدم تاورز) قد قتل |
| Yani... Adam Towers'la yatıyor muydun? | Open Subtitles | إذاً كنت تنامين مع (آدم تاورز) |
| Adam Towers. Seni tanıdığını söyledi. | Open Subtitles | (آدم تاورز) قال أنه يعرفك |
| Adam Towers? | Open Subtitles | (آدم تاورز) |