| Taşaklarına tekme attığım için üzgünüm. Yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | آسفة أنّي ركلتُكَ إلى الخصيتين، أهناك ما يمكنني فعله من أجلك؟ |
| Sahte oldugunu nereden bildigimi söyleyemedigim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة أنّي لمْ أستطع إخبارك كيف عرفت أنّها كانت مُزيّفة. |
| Sizi kandırdığım için üzgünüm. İşim aslında sizinle değildi. | Open Subtitles | انظري، آسفة أنّي خدعتك لم أكُن أسعى لإنزال الضرر بك. |
| Sana silah doğrulttuğum için özür dilerim. Beklemeni istemiştim sadece. | Open Subtitles | آسفة أنّي صوّبت مسدسي نحوك لقد أردتك أن تنتظري فحسب |
| - Son anda olduğu için özür dilerim. - Yok, hayır, seni gördüğüme memnun oldum. | Open Subtitles | آسفة أنّي جعلتكِ تتأخرين - لا، من الجيّد رؤيتكِ - |
| Sana daha önce söylemediğim için üzgünüm, söylemeliydim ama... | Open Subtitles | أنا آسفة أنّي لم أخبركِ قط ...كان عليّ إخبارك، لكنّي |
| Üzgünüm, seni bu işlere karıştırdığım için üzgünüm. Beni öpmene izin verdiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة أنّي أقحمتك في هذا، آسفة أنّي تركتك تقبّلني حين... |
| Sana sesimi yükselttiğim için üzgünüm, Joey. Gidip yemeği yapacağım. | Open Subtitles | آسفة أنّي صرخت عليك يا (جوي) سأعدّ العشاء |
| Sadece sizi üzdüğüm için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا فقط آسفة أنّي جعلتك تقلق. |
| Evet. Sadece Machin'i elimden kaçırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | أجل، إنّما آسفة أنّي أفلتُّ (ميتشن). |
| Suratına fortladığım için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة أنّي أطلقت ريحاً على وجهك |
| Daha önce söylemediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة أنّي لم أخبركِ قط |
| Damon sana bir yaşam amacı verdiğim için özür dilerim. Tutku, dürtü, arzu. | Open Subtitles | (دايمُن)، آسفة أنّي وهبت حياتك غاية وهوى واندفاع ورغبة. |