| Hey, dün için özür dilerim. Hatalıydım. Çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة حيال أمر الأمس لقد كنتُ مخطئة, أنا آسفة. |
| Bu ilginç bir buluşma. Yüzün için özür dilerim. | Open Subtitles | ،هذا إلتقاء مثير للاهتمام آسفة حيال وجهكِ |
| Bunun için özür dilerim. Biraz gerginim. | Open Subtitles | آسفة حيال ذلك فأنا متوترة قليلاً |
| Efendim, bunları duyduğuma üzüldüm ama bütün bunların benimle ne ilgisi var? | Open Subtitles | آسفة حيال ذلك يا سيّدي، لكن ما علاقة كلّ ذلك بي؟ |
| Buna üzüldüm - Tanrı beni affediyor | Open Subtitles | آسفة حيال ذلك الرب يريد أن يسماحه |
| Bu arada tüm bu olanlar için özür dilerim bu görüşmeyi annem istedi çünkü sen başarılı olduğun için birçok insan senden çocuklarına yardım etmen için görüşmeni istiyorlardır ve bu da... | Open Subtitles | على فكرة آسفة حيال الأمر بأكمله ، كما تعلمين لقد طلبت منكِ أمي فعل هذا ، لأن أعني بأنكِ تواجهين هذا الموقف دائماً لكونكِ ناجحة كما تعلمين الناس يسعون للحصول على مساعدتكِ ، و يجعلونكِ تقابلين أبناءهم |
| Demin söylediklerim için özür dilerim. - Senin suçun değil. | Open Subtitles | آسفة حيال ما قلته هذا ليس خطئك |
| Önceki gece için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة حيال تلك الليلة |
| Uyandırdığım için özür dilerim ama bu konuyu seninle konuşmam-- | Open Subtitles | أنا آسفة حيال هذا كله -لكني أحتاج للتحدث إليك حول ... |
| Tüm bu olanlar için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة حيال هذا كله |
| Doug için özür dilerim. O iyi. Fıstık ezmesi yediğini söyledim. | Open Subtitles | آسفة حيال (دوغ) ، إنه بخير ، لقد أخبرته أنه أكل بندق |
| Öyle söylediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة حيال قول هذا |
| Kızına olanlar için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة حيال ما حدث لإبنتك |
| Hastalığın için üzüldüm Hedda. | Open Subtitles | أنا آسفة حيال صحتك السيئة يا هيدا |
| Evet, anneme ben de üzüldüm. | Open Subtitles | نعم, أنا آسفة حيال والدتي أيضاً |
| Böyle düşünmene üzüldüm, Emilio. | Open Subtitles | أنا آسفة حيال شعورك يا إميليو |
| üzüldüm. | Open Subtitles | انا آسفة حيال هذا |